Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11405 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 7483 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Amasya Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 20/12/2013NUMARASI : 2012/979-2013/1518Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 17.09.2012 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 20.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir. Davacı, dava konusu taşınmazın üzerindeki evin kendisine ve dava dışı Ö.. K..'ya ait olduğuna dair tapu kaydında şerh bulunduğunu, ancak dava dışı Ömer Kaya'nın payını satın aldığını öne sürerek lehine muhdesat oranı kurulmasını talep etmiştir.Mahkemece, davanın kabulüne, taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine, satış bedelinin tapu kaydı ve veraset belgesindeki payları oranında paydaşlara dağıtılmasına karar verilmiştir.Hükmü, taraf vekilleri temyiz etmiştir.Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parça (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar (ortaklar) ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesinde bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.Somut olayda, dava konusu taşınmazın beyanlar hanesindeki evin davacı H.. K.. ve dava dışı Ö.. K..'ya ait olduğuna dair şerh mevcuttur. Davacı H.. K.., Ö.. K..'nın payını satın aldığını öne sürerek lehine muhdesat oranı kurulmasını talep etmiştir. Bu durumda mahkemece taşınmaza ait tüm tedavülleri gösterir tapu kaydı getirtilerek davacı H.. K..'nın dava dışı Ö.. K..'nın payını satın alıp almadığının araştırılarak, satın aldığının anlaşılması halinde akdi halefiyet ilkesi gereği evin tam değer artışı üzerinden yoksa 1/2 değer artışı üzerinden lehine oran kurmak suretiyle taşınmazın satış bedelinin dağıtılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 20.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.