Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 24.01.2012 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 24.01.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı A.. K.. tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A RDava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir. Davacı, davalı borçlu ortak aleyhine Pınarhisar İcra Müdürlüğü'nün 2010/450 sayılı icra dosyasına konu alacağının tahsiline yönelik olarak icra takibi yaptıklarını, haciz konulan ve davacının paydaşı olduğu tarla vasfındaki taşınmazların satışı yoluyla ortaklığının giderilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, yetki belgesinde 124 ada 3 parsel sayılı taşınmazın satışı için yetki alınmadığı gerekçesi ile bu taşınmaza ilişkin talebin reddine, diğer taşınmazlar hakkındaki davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmü, davalı A.. K.. temyiz etmiştir.Borçlu ortağın alacaklısı İcra Hakimliğinden İcra İflas Kanununun 121. maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir. Bunun için icra hakiminden yetki belgesi alınması zorunludur. İcra hakiminden yetki belgesi almadan doğrudan doğruya veya yetkisi olmayan icra müdürünün verdiği yetki belgesine dayanılarak dava açılması halinde dava hemen reddedilmeyip davacı tarafa icra hakiminden yetki belgesi almak üzere süre verilmelidir.Paylı mülkiyette ise yine kural olarak borçlu paydaşın alacaklısı, borçlunun payının icra yoluyla satışını isteyebileceğinden İcra İflas Kanununun 121. maddesi uyarınca yetki belgesine dayanarak ortaklığın giderilmesini isteyemez. Ancak 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 8. maddesi hükmündeki yasal sınırlama nedeniyle parsel büyüklüğü uygun bulunmadığından borçlunun payının icra müdürlüğünce satışı mümkün olmayan, tarımsal nitelikli parsellerde alacaklı İcra İflas Kanununun 121. maddesi uyarınca aldığı yetki belgesine dayalı olarak taşınmazın tamamının satılması suretiyle paydaşlığın giderilmesini isteyebilir.Borçlu ortağın alacaklısı tarafından açılan davada birden fazla taşınmaz dava konusu edilmiş ise icra takibine konu borç miktarına göre dava tarihi itibariyle taşınmazlardan borçlu ortağın payına düşecek değerin tespit edilerek borca yetecek kadar (sayıda) taşınmazın ortaklığının giderilmesine karar verilmesi, fazlaya ilişkin istemin reddi gerekir.Yukarıda yapılan açıklamaların ışığı altında somut olaya gelince; Mahkemece davalı borçlunun paydaşı olduğu on bir adet taşınmazdan, icra dosyasındaki davacı alacağı saptandıktan sonra, alacağı karşılayacak miktardaki taşınmazların satışına karar vermek gerekirken, bu husus üzerinde durulmadan tüm taşınmazların satışına karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.Kabule göre; ortaklığın giderilmesi davaları iki taraflı davalardan olup yargılama giderlerinin payları oranında paydaşlardan tahsiline karar verilmesi gerektiği halde taşınmazın satış bedeli üzerinden hesaplanacak olan karar harcının tahsiline karar verilmesi de yerinde değildir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 12.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.