MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 17.04.2012 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, yıkım ve tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 14.05.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDavacılar vekili, müvekkillerinin müştereken malik oldukları taşınmaz üzerinde yer alan binanın zemin katında bulunan işyerlerini kiraya vermek suretiyle işlettiklerini, binaya komşu olan davalı şirkete ait petrol istasyonuna yapılan araç yıkama yerinin proje ve ruhsat eklerine aykırı şekilde inşa edilmiş olup araç yıkama yerinin bulunduğu kısma davalı şirket tarafından ayrıca sundurma yapıldığını, bu örtü elemanı nedeniyle yaya kaldırımının 3 metre genişlikten 1 metre genişliğe düştüğünü ve birbirlerine komşu olan müvekkillerine ait işyerlerinin karşı taraftan veya yan taraftan görünmediğini, bu durumdan dolayı müvekkillerinin işyerlerini kiraya vermek veya mülkiyetini devretmek hususunda zorluklar yaşadığını ileri sürerek davalı şirkete ait petrol istasyonun yıkama bölümüne yapılan sundurmanın taşkın bölümünün kaldırılması suretiyle elatmanın önlenmesini, proje ve ruhsat eklerine aykırı olan yapı hakkında gerekli işlemleri yapmayan davalı Kayapınar Belediyesi ile birlikte 10.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı şirket vekili, müvekkiline ait petrol istasyonunda bulunan yapıların proje ve ruhsata uygun olup yan parselde bulunan bina sakinlerinin rahatsız olmaması amacıyla araç yıkama yerine sundurma yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Davalı belediye vekili, husumet itirazında bulunmuş; müvekkili idarenin meydana geldiği iddia edilen zarardan sorumlu olmadığını belirterek davanın esastan da reddini savunmuştur. Mahkemece, bilirkişi raporuna göre yıkama bölümündeki sundurmanın keşif esnasında kaldırılmış olduğu, buna ilişkin talebin konusuz kaldığı, işletmenin çevre duvarının komşu parsellerin görüntüsünü engellemediği belirlendiğinden duvardan ve sundurmadan dolayı kazanç kaybı ve tazminat talebi yönünden illiyet bağı tespit edilemediği, ayrıca çevre duvarının yıkılmasına ilişkin talepte hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir. Somut olayda, mahkemece yapılan keşif sonucunda düzenlenen 22.03.2013 tarihli bilirkişi raporuna göre, dava konusu alanın beton kaplı olup yan cephesinin betonarme çevre duvarı ile örüldüğü, komşu parsellerin cephesini ve görüntüsünü engelleyecek herhangi bir yapının olmadığı, ancak yan cephedeki betonarme yapının üstüne yapılan polikarbon kaplamalı sundurmanın komşu parsellerin cephesini ve görüntüsünü engelleyecek nitelikte olduğu, keşif tarihi itibariyle sundurmanın söküldüğü bildirilmiştir.Yine aynı raporda, dava konusu elatılan bölümün yıkılıp kaldırım yapılması halinde proje, ruhsat ve vaziyet planına uygun hale geleceği de açıklanmıştır. Bilirkişi raporuna göre, komşuluk hukukuna aykırılık teşkil eden sundurmanın yargılama sırasında kaldırıldığı ve davanın konusuz kaldığı belirlenmesine rağmen, davalı .. yönünden davanın konusuz kalması nedeniyle bir karar verilmesine yer olmadığı şeklinde hüküm kurulması gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Diğer taraftan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "idari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı" başlıklı 2. maddesinde idari dava türleri ve idari yargı yetkisi açıkça düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı açılan iptal davaları, idari eylem ve işlemlerden dolayı açılan tam yargı davaları ve idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan anlaşmazlıklara ilişkin davalar idari dava türleri olarak gösterilmiştir. Somut olayda ise, davalı belediyenin projeye ve ruhsata aykırı imalat nedeniyle işlem yapmamış olduğu iddia edilerek davalılardan tazminat talebinde bulunulmuştur. Davalı Kayapınar Belediyesi bir kamu tüzelkişisi olup kamusal kurallar çerçevesinde faaliyet gösteren davalının eylem ve işlemleri de kamusal nitelikte olduğundan kamu hizmeti kapsamındadır. Davada ileri sürülüş ve olayın gerçekleşme biçimine göre, tazminat talebinin anılan davalıya da yöneltilmesinin esas nedeni de hizmet kusurudur. Kamu hizmetinin görülmesi sırasında ve hizmet kusurundan doğan zararların giderilmesi talebiyle açılan davalarda idari yargı görevlidir. (2577 sayılı İYUY. m.2). Mahkemece, davalı belediye yönünden yargı yolu bakımından davanın reddine karar verilmesi gerekirken bu hususun gözardı edilmesi ve belirtilen şekilde hüküm kurulması da doğru olmayıp hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.