MAHKEMESİ : Ankara 1. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 17/02/1998NUMARASI : 1997/471-1998/152Davacı tarafından, davalı aleyhine 08.04.1997 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 09.03.2010 günlü ek kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:_K A R A R_Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.Mahkemece, satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmiştir.Hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırılabilmesi, öncelikle tarafların yargılamadan haberdar edilmeleri ile mümkündür. Kişinin, hangi yargı merciinde hakkında bir davanın bulunduğunu, hakkındaki iddia ve isnatların nelerden ibaret olduğunu bilebilmesi, usulüne uygun olarak tebligat yapılması ile sağlanabilir. Tebligatın nasıl ve kimlere yapılacağı, adresi meçhul olanlara nasıl tebligat yapılacağı, adres araştırması ve tespiti yöntemi 7201 sayılı Tebligat Kanununda gösterilmiş, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 48. ve devamı maddelerinde de adres bilgilerinin tutulması, güncellenmesi ve kullanılması ile ilgili hükümler öngörülmüştür.7201 sayılı Tebligat Kanununun 28. maddesi “Adresi meçhul olanlara tebligat ilanen yapılır. Yukarıki maddeler mucibince tebligat yapılamıyan ve ikametgahı, meskeni veya iş yeri de bulunamıyan kimsenin adresi meçhul sayılır. Adresin meçhul olması halinde keyfiyet tebliğ memuru tarafından mahalle veya köy muhtarına şerh verdirilmek suretiyle tesbit edilir. (Değişik ikinci cümle: 19/3/2003-4829/9 md.) Bununla beraber tebliği çıkaran merci, muhatabın adresini resmî veya hususi müessese ve dairelerden gerekli gördüklerine sorar ve zabıta vasıtasıyla tahkik ve tespit ettirir. Yabancı memleketlerde oturanlara ilanen tebligat yapılmasını icabettiren ahvalde tebliği çıkaran merci, tebliğ olunacak evrak ile ilan suretlerini yabancı memlekette bulunan kimsenin malüm adresine ayrıca iadeli taahhütlü mektupla gönderir ve posta makbuzunu dosyasına koyar.” şeklinde düzenlenmiştir. Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 48. maddesi de “(1) Bu Yönetmelik hükümleri uyarınca kendisine tebligat yapılamayan, tebliğ memuru tarafından adresi tespit edilemeyen, adres kayıt sisteminde de yerleşim yeri adresi bulunmayan kişinin adresinin tespiti için tebligatı çıkaran merci tarafından adres araştırması yapılır. (2) Tebligatı çıkaran merci, muhatabın adresini öncelikle resmî veya özel kurum ve dairelerden, bunlardan sonuç alınamadığı takdirde kolluk vasıtasıyla araştırabilir ve tespit ettirebilir. Yapılan araştırmalara rağmen muhatabın adresinin tespit edilememesi halinde adres meçhul sayılır. (3) Adresi meçhul olanlara tebligat ilanen yapılır. (4) İlânen tebligat, bu maddedeki usuller izlendikten sonra başvurulacak son çaredir.” şeklinde düzenlenmiştir. Dosyanın incelenmesinden, H.. Ş..'a dava dilekçesi ile duruşma gününü bildirir davetiyenin ve gerekçeli kararın adresinin tespit edilemediği belirtilerek 7201 sayılı Tebligat Kanununun 28. maddesine göre ilanen tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Ancak mahkemece anılan Yasa ve Yönetmelik hükümlerine göre muhatabın adresi araştırılmamıştır. Bu durumda, muhatabın adresi ilgili resmi ve özel kurumlardan (Tapu Müdürlüğü, Vergi Daireleri v.d.) araştırılmalı, sonuç alınamadığı takdirde kolluk vasıtası ile araştırma yapılmalı, bütün bunlara rağmen adres bulunamaması halinde son çare olarak ilanen tebligat yapılmalıdır. Davalıya dava dilekçesinin ve gerekçeli kararın usulüne uygun şekilde tebliğ edilemediği anlaşıldığından davalı vekilinin temyiz talebinin reddine ilişkin Ankara 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 09.03.2010 tarihli, 2007/471 Esas, 2008/144 sayılı Kararının kaldırılarak temyiz incelemesine geçilmiştir.Mahkemece, davalı vekilinin bildirdiği adrese yukarıda değinilen ilkelere göre dava dilekçesi tebliğ edilerek usulüne uygun taraf teşkili sağlandıktan sonra davanın esasının incelenmesi gerekirken, hukuki dinlenme hakkı ihlal edilerek, taraf teşkili sağlanmaksızın karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 16.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.