MAHKEMESİ : Siverek 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 05/02/2014NUMARASI : 2013/399-2014/83Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 24.10.2011 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 05.02.2014 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 14.10.2014 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Av. M.. Ö.. ve Av. N.. K.. geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen tarafların sözlü açıklamaları dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDava, bedelde muvazaa iddiasıyla önalım hakkına dayalı olarak dava konusu 75 parselde 1656/69120 payın tapu kaydının iptali ile davacılar adına tescili istemine ilişkindir. Davalı, fiili taksim iddiasında bulunarak ve bedelde muvazaa iddiasını da kabul etmeyerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, fiili taksim bulunduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir. Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötüniyet iddiası 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.Somut olaya gelince; dava konusu taşınmaz 1.948.250 m2 büyüklüğünde sulu tarla vasfında tapuda kayıtlı olup, taşınmazda halen davacılar Şehymus İlgin 6685/115200, S.. İ.. 319/5376, davalı A.. G.. ise 1656/69120 paya sahiptir. Taşınmazın tapu kaydından davacılar ve davalı dışında 19 kişinin daha paydaş olduğu görülmektedir. Yapılan keşif sırasında dinlenilen mahalli bilirkişi ve davalı tanıkları davalının taşınmazdan pay satın almadan önce paydaşlar arasında fiili bir taksim olduğu buna göre herkesin kendi yerini kullandığı konusunda bir beyanda bulunmadıkları gibi davalının dava konusu payı satın aldığı önceki paydaş Pakize Fettahlıgil’in taşınmazda kullandığı bir bölüm olduğunu da beyan etmemişlerdir. Bu durumda paydaşların öteden beri kendi yerini kullandığı ve dolayısıyla taşınmazda fiili taksimin mevcut olduğu iddiası, özellikle davalıya pay satan önceki paydaşın zeminde kullandığı bir yerin bulunduğu kanıtlanamadığından, davacıların kötü niyetinden de bahsedilemeyeceğinden fiili taksim bulunduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ne var ki, davacılar 17.10.2011 tarihli resmi senet ile davalının 187.000,00 TL bedelle 1656/69120 pay satın almasına rağmen gerçek satış bedelinin 20.000 TL olduğunu savunarak bedelde muvazaa iddiasında bulunmuşlardır. Muvazaa iddiasının kanıtlanması için keşif tek başına yeterli delil olmadığı gibi davacılar bu iddialarını kanıtlayamamışlardır. Hal böyle olunca mahkemece, davacılara tapuda gösterilen satış bedeli ve masraflar üzerinden önalım hakkını kullanıp kullanılmayacakları sorularak, kullanılacağının beyan edilmesi halinde tapuda gösterilen satış bedeli üzerinden dava harcı ikmal ettirilerek, önalım bedelinin nakten depo edilmesi için süre ve olanak tanınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davacılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 1.100 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, 14.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.