MAHKEMESİ : Yalova 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 30/12/2004NUMARASI : 2004/718-2004/746Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 19.12.2001 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne ilişkin karara yönelik davalı vekilinin temyiz isteminin reddine dair verilen 27.01.2014 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 14.10.2014 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av. S.. K.. geldi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen tarafın sözlü açıklaması dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A RDavacı, davalı Hatice ile 18.03.1999 günü Sarıyer Noterliği’nde düzenledikleri satış vaadi sözleşmesi uyarınca davalının 219 parsel sayılı taşınmazdaki hak ve paylarının satışını vaat ettiğini, edimini yerine getirdiğini davalının tapuyu devretmediğini ileri sürerek, taşınmazın adına tescilini istemiştir. Davalının yargılama sırasında vefatı nedeniyle davacı dışındaki mirasçısı Ramazan’a husumet yöneltilmiştir.Davalı Hatice ve dahili davalı mirasçı Ramazan yanıt vermemiştir.Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin kararı temyiz eden dahili davalı Ramazan’ın temyiz isteminin, karar temyiz edilmeksizin kesinleştiği gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. Hükmü, davalı R.. U.. vekili temyiz etmiştir.Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Taşınmazın aynına ilişkin davalarda husumet taşınmaz malikine, malikin ölü olması halinde de mirasçılarına karşı yöneltilmesi gerekir. Davacının yatırdığı gider ile dava veya dahili dava dilekçesi davalıya tebliğ edilir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10.maddesince tebliğ, muhatabın bilinen en son adresine, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilerek buraya yapılır.Davalıya dava dilekçesinin tebliğ edilmesiyle davalı anayasa ile güvence altına alınan savunma hakkını kullanabilir hale gelir. Hakim, tarafları dinlemeden veya iddia ve savunmalarını bildirmeleri için yasaya uygun biçimde davet etmeden davayı sonuçlandıramaz. Davalıya usulünce dava dilekçesi tebliğ edilmeden yargılama yapılması HMK’nın 27.maddesinde düzenlenen savunma hakkına aykırılık oluşturur.Somut uyuşmazlıkta, davacı, nüfus kayıtlarından annesi olduğu anlaşılan davalı Hatice ile düzenledikleri satış vaadi sözleşmesine dayanarak taşınmazın adına tescilini istemiştir. Hatice’nin yargılama sırasında vefatı üzerine davacı dışındaki diğer mirasçısı R.. U..’ya husumet yöneltilmiştir. Davalı Ramazan’ın yurtdışında yaşadığı sunulan pasaport fotokopilerinden anlaşılmaktadır. Ayrıca, yargılama sırasında 27.08.2004 günü davalı Ramazan’ın davacıyı vekil atadığı vekaletname örneğinde davalının adresi açık biçimde yeralmaktadır. Ancak, davacı kardeşi olan davalı Ramazan’ın adresini hatalı bildirmesi üzerine murisin mirasçısı olmayan R.. U..’ya dava dilekçesi tebliğ edilerek yargılama yapılmış yine aynı kişiye gerekçeli karar tebliğ edilerek hüküm kesinleşmiştir. Davalıya 7201 sayılı Tebligat Kanununun 10. maddesi uyarınca usulüne uygun tebliğ yapılmadığından kararın kesinleştiğinin kabulü doğru değildir. Bu nedenle, davalıya yapılan usulsüz tebligat karşısında, mahkemece hüküm kesinleşmiş olmayacağından davalının temyiz isteminin reddine ilişkin 27.01.2014 günlü ve 2004/718-746 sayılı ek kararın kaldırılmasına karar verilerek temyiz incelemesine geçilmiştir.“Hukuki dinlenilme hakkı” başlığını taşıyan HMK’nın 27. maddesinin 2. bendinin (a) fıkrası yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunması hükmünü taşımaktadır.Somut olayda, davalıya dahili dava dilekçesi usulüne uygun biçimde tebliğ edilmeden, davalının yargılamadan bilgisi bulunmadan yokluğunda yargılama yapılması HMK’nın 27. maddesi hükmüne açıkça aykırı olduğundan kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 1.100 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine 14.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.