Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11076 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 12139 - Esas Yıl 2015





Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 23.06.2014 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 28.04.2015 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 01.12.2015 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili .. ile karşı taraftan davalı vekili geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _Davacı, paydaşı olduğu 103 sayılı parselin dava dışı önceki paydaşının payını satış yoluyla davalıya devrettiğini, bedelin gerçekte 578.600.00 TL olmasına rağmen önalıma engel olmak için yüksek gösterildiğini, bildirim yapılmadığını ileri sürerek, önalım nedeniyle payın adına tescilini istemiştir.Davalı, bedelde muvazaa bulunmadığını, davacı payının gerçekte dava dışı üçüncü kişiye ait olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, bedelde muvazaa iddiası kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda payın üçüncü kişiye satılması halinde, diğer paydaşlara o payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve payın üçüncü kişiye satılması ile kullanılabilir hale gelir. Önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir. Dava konusu payın satışına ilişkin hukuki işlemin tarafı olan davalı 3. kişi durumundaki davacıya karşı bedelde muvazaa iddiasında bulunamaz ise de davacı önalım hakkına engel olmak amacıyla satış bedelinin resmi satış senedinde yüksek gösterildiğini iddia edebilir ve bu iddiasını tanık dahil her türlü delille kanıtlayabilir.Somut uyuşmazlıkta, davacı bedelde muvazaa iddiasında bulunmuş bu iddiasını kanıtlayamadığı gerekçesiyle de davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, davacıya tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından oluşan önalım bedelini depo etmesi için uygun bir süre verilmemiştir. Bu nedenle, davacıya önalım bedelini depo etmek üzere uygun bir süre verilerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekir.Mahkemece, açıklanan bu hususlar bir yana bırakılarak eksik inceleme ile yazılı biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.100TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.