Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11068 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 6126 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Çaldıran Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 18/12/2013NUMARASI : 2012/83-2013/224Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 16.03.2009 gününde verilen dilekçe ile mera parselinin beyanlar hanesindeki ortaktır şeklindeki tespitin iptali ile Hangediği Köyü merası olarak tescili istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davacı E.. A.. yönünden karar verilmesine yer olmadığına müdahil davacılar K.. A.., M.. T.. ve B.. Y.. tarafından açılan davaların reddine dair verilen 18.12.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi müdahil davacılar K.. A.. ve M.. T.. tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne duruşma isteminin dava değeri yönünden reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDavacı E.. A.. H.. Köyü eski muhtarı sıfatı ile dava dilekçesinde Van ili, Ç.. ilçesi, H.. köyünde kain 1.. ada 2.. parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında mera vasfıyla H..i ve Y.. K.. köylerinin ortak kullanımında olduğu belirtilerek sınırlandırıldığını, ancak taşınmazın kadimden beri ikamet ettiği Hangediği Köyü merası olduğunu ileri sürerek, sınırlandırmanın iptali ve taşınmazın Hangediği Köyü merası olarak sınırlandırılması isteğinde bulunmuştur. Yargılama aşamasında H.. Köyü halkından olduklarını belirten M.. T.., K.. A.. ve B.. Y.. müdahil davacı sıfatıyla davaya katılmışlardır. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, yararlanma hakkı olan köy veya belediye tüzel kişiliği ya da köy, belediye halkından bir ya da birkaç kişi meralar üzerinde, aidiyet iddiasıyla, elatmanın önlenmesi, tapu iptali mera olarak sınırlandırma veya tespitin iptali ve mera olarak sınırlandırma davaları açılabilir. Ancak davacı tarafın dava konusu taşınmaz üzerindeki aidiyet iddiası sübut bulmadığı nedeniyle müdahil davacılar K.. A.., M.. T.. ve B.. Y.. tarafından açılan davaların reddine, davacı E.. A.. yönünden takip edilmeyen ve bu sebeple yenileninceye kadar işlemden kaldırılan davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.Hükmü müdahil davacılar K.. A.. ve M.. T.. temyiz etmiştir.3402 sayılı Yasanın 16/B maddesi mera, yaylak, kışlak, otlak, harman ve panayır yerlerini orta malları niteliğinde kabul etmiş, tutanakların düzenlenip kesinleşmeleri halinde mülkiyet sicillerine değil de tapu sicilince ayrı şekilde tutulacak özel sicile yazılacağını öngörmüştür. Kamunun kadimden beri yararlandığı yerlerden sayılan bu tür taşınmazlar 16. maddenin ana başlığında yazıldığı gibi "kamu malları"ndan sayılırlar. Kamu mallarının öncelikli olarak temsilcisi Hazine ve köy muhtarlığıdır. Dava konusu taşınmazın tamamının davacı ve müdahil davacıların mensup olduğu H.. Köyünün müstakil merası olduğu iddiası ile kadastro tespitinin iptali ve H.. Köyü merası olarak yazılması istenildiğinden bu tür iddiada gerçek kişilerin aktif dava ehliyeti yoktur.Somut uyuşmazlıkta, müdahil davacı şahısların dava ehliyeti bulunmadığından reddedilmesi gerektiği halde yazılı gerekçe ile davanın esastan reddedilmiş olması doğru değildir. Ayrıca, 6100 sayılı HMK’nın 50. maddesinde medenî haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanın davada taraf ehliyetine de sahip olacağı, 51. maddesinde dava ehliyetinin medenî hakları kullanma ehliyetine göre belirleneceği, 114/d maddesinde ise taraf ve dava ehliyetinin dava şartlarından olduğu ve 115. madde uyarınca da mahkemenin dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağı belirtilmektedir.4721 sayılı TMK’nın 47, 48, 49 ve 50. maddelerinde de tüzel kişiliğin kazanılması, hak ehliyeti ile fiil ehliyeti ve bunun kullanılmasına ilişkin hükümler yer almaktadır.442 sayılı Köy Kanununun 37/7. maddesi uyarınca da köy tüzel kişiliği adına dava açmak ve açılan davayı takip yetkisi köy muhtarına aittir. Köy muhtarının hukuki bir engelinin çıkması durumunda bu yetki aynı Kanunun 33/b maddesine göre köy derneğinin seçeceği temsilciye tanınmıştır.Ancak, On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair 6360 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince;1-Aydın, Balıkesir, Denizli, Hatay, Malatya, Manisa, Kahramanmaraş, Mardin, Muğla, Ordu, Tekirdağ, Trabzon, Şanlıurfa ve Van illerinde, sınırları il mülki sınırları olmak üzere aynı adla büyükşehir belediyesi kurulmuş ve bu illerin il belediyeleri büyükşehir belediyesine dönüştürülmüştür. 2-Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Eskişehir, Erzurum, Gaziantep, İzmir, Kayseri, Konya, Mersin, Sakarya ve Samsun büyükşehir belediyelerinin sınırları il mülki sınırlarıdır. 3-Birinci ve ikinci fıkrada sayılan illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır. Aynı Kanunun Geçici 1. maddesinin 13. fıkrasında; “1. maddeye göre tüzel kişiliği kaldırılan belediye ve köylerin mahkemelerde süren davalarında katıldıkları ilçe belediyesi taraf olur” hükmü yer almaktadır. Bu hüküm Kanunun “Yürürlük” başlıklı 36. maddesi uyarınca ilk mahalli idareler genel seçiminin yapıldığı 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.Somut olaya gelince; davalı Y.. K.. Köyünün 6360 sayılı Kanunun yukarıda belirtilen hükümleri gereğince tüzel kişiliği kaldırılarak Van Büyükşehir Belediyesine mahalle olarak katılması nedeniyle görülmekte olan davada taraf sıfatı kalmadığından ve katıldığı Van Büyükşehir Belediyesi taraf olacağından 6360 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesinin 13. fıkrası gereğince işlem yapılması için kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle müdahil davacıların temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine 13.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.