MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 16. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 10/10/2013NUMARASI : 2012/340-2013/419Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 03.10.2012 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 10.10.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.Davacı vekili, davacının 1396 ada 11 parsel sayılı taşınmazda bulunan 3 ve 4 numaralı bağımsız bölümlerde paydaş olduğunu, taşınmazların diğer paydaşı E..T..'un 1/2 payını 06.03.2012 tarihinde davalıya satarak devrettiğini, satışın noter vasıtası ile davacıya bildirilmediğini öne sürerek davalı adına kayıtlı payların iptali ile davacı adına tescilini istemiştir.Davalı vekili, dava dışı E.. T..'un dava konusu taşınmazlardaki paylarını oğlu olan davalıya bağışladığını, gerçek bir satış olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda payın üçüncü kişiye satılması halinde, diğer paydaşlara o payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve payın üçüncü kişiye satılması ile kullanılabilir hale gelir.Paylı mülkiyet halindeki taşınmazın paydaşı payını karı-kocaya evlada veyahut akrabaya temlik ederse şeklen satış olarak gösterilen bu aktin gerçekte satış olmayıp miras hakkına bağlı veya hibe gibi maksada yönelik işlem olduğu iddia ve ispat edilirse önalım hakkının ileri sürülemeyeceği 27.03.1957 günlü ve 12/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında açıkça belirtilmiştir. Bu yöndeki savunmanın tanık dahil her türlü delille kanıtlanması mümkündür. Anılan İçtihadı Birleştirme Kararı sözleşmede taraf olan kişinin işlemde muvazaa savunmasında bulunamayacağı kuralının bir istinasıdır.Somut olayda, payları devreden dava dışı E.. T.. ile payları devralan davalı B.. T..'un anne oğul oldukları dosya içerisindeki aile nüfus kayıt örneğinden anlaşılmıştır. Davalı, pay devrine ilişkin işlemin tapuda satış olarak görünse de gerçek bir satış olmayıp annesi olan paydaş E.. T.. tarafından yapılan bir bağış olduğunu, bu nedenle davacının önalım hakkını kullanılamayacağını savunmuştur. Bu durumda mahkemece 27.03.1957 günlü ve 12/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararındaki koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespiti açısından davalının delillerinin toplanması, varsa buna karşılık davacı delillerinin toplanması, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 02.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.