Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10707 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 14472 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı vekili tarafından, davalı aleyhine 27.03.2013 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 05.06.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:_ K A R A R _Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.Davalı vekili, bedelde muvazaa bulunmadığını, davalının 200.000,00 TL satış bedeli ve 4.000,00 TL tapu masrafı olmak üzere toplamda 204.000,00 TL'nin davalıya ödenmesi halinde davanın kabulüne karar verilmesini, cevap süresi içerisinde kanuna uygun davayı kabul ettiklerinden davacının gösterdiği 20.000,00 TL'lik dava değeri üzerinden yargılama gideri ve AAÜT gereğince 1/2 oranında vekalet ücretinin davalıya, davacının haksız çıkmış sayılacağı 184.000,00 TL üzerinden yargılama gideri ve vekalet ücretinin de davacıya yükletilmesini, aksi takdirde davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulü ile payın davacı adına tesciline karar verilmiştir.Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.Önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir.Somut uyuşmazlıkta, davacı, dava dilekçesinde çekişme konusu payların tespit edilecek gerçek değeri üzerinden önalım hakkını kullanmak istediğini belirtmiştir. Yapılan keşif sonucu alınan 04.12.2013 günlü bilirkişi kurulu raporuyla payların toplam 200.400,00 TL, 01.04.2014 günlü bilirkişi kurulu raporuyla payların toplam 207.240,32 TL değerinde olduğu tespit edilmiştir. Davacı önalım bedelinin tapuda gösterilen değerden az olduğunu ileri sürerek bedelde muvazaa iddiasında bulunmuş ise de bu iddiasını kanıtlayamamıştır. Dolayısıyla, davacı iddia edilen bedel ile tapuda gösterilen bedel arasındaki fark bedeli kadar davada haksız çıkmıştır. Bu nedenle, davacı HMK'nın 326/2 maddesi uyarınca yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumludur. Mahkemece, davacıya 20.000,00 TL dava değeri üzerinden harç yatırmış olduğundan ve muvazaa iddiasını kanıtlayamadığından sadece bu miktar üzerinden, davalıya ise dava değeri olan (200.000,00+4.000,00) 204.000,00 TL üzerinden 20.000,00 TL düşüldükten sonra 184.000,00 TL üzerinden AAÜT gereğince vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Ayrıca, depo edilen satış bedelinin karar kesinleştikten sonra davalıya ödenmesine dair hüküm kurulması gerekirken hükümde bu hususa yer verilmemiş olması da doğru görülmemiş, hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın 15 günlük yasal süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.11.2015 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.K A R Ş I O YYapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün onanması görüşünde olduğumdan Sayın çoğunluğun bozma görüşüne katılmıyorum. Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar Bonodaki metne itiraz - Takibin durmasına neden olabilir mi? Alacaklı vekili tarafından başlatılan bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe karşı borçlu vekilinin borca itirazı üzerine icra mahkemesince takibe konu senet nedeniyle Ağır Ceza Mahkemesindeki yargılama gerekçe gösterilerek HMK 209/1 maddesi uyarınca takibin durdurulmasına kar Ceza Mahkemesi kararlarının hukuk mahkemesinde bağlayıcılığı Taraflar arasındaki "maddi tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bandırma 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 17.12.2009 gün ve 2008/252 E. 2009/308 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4. Hukuk Daires BOŞANMA DAVASINDA DAVALI TAŞINMAZINA İHTİYATİ TEDBİR KONULAMAYACAĞI Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sırasında mahalli mahkemece verilen, ihtiyati tedbire itiraz üzerine verilin 31.01.2013 tarihli karar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:Boşanma veya ayrılık davası açılınca alınabilecek tedbirler Türk Medeni Kanunu'nun 1 Yargıtay Yargıtay Karar Arama Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ? Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Kanunu Yargıtay İş Bölümü Yargıtay Haberleri Karar Arama Yargıtay Kararları Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Yargıtay Ceza Dairesi Kararları BAM Kararları Danıştay Kararları Anayasa Mahkemesi Kararları Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları Karar Arama Nasıl Yapılır? Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir? Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır? BAM Karar Arama Nasıl Yapılır? Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır? Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?