Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 08.06.2007 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 20.11.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi dahili davalı H……. E……… tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar, 582 parsel sayılı taşınmazının genel yola bağlantısının bulunmadığını ileri sürerek, davalılara ait taşınmazlar üzerinden geçit hakkı kurulmasını istemiştir. Davalılar davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davacıların davasının kabulüne karar verilerek; 582 parsel sayılı taşınmaz lehine, davalılardan H……. E……… 'a ait 585 ve 587 parsel sayılı taşınmazlardan aynı mahkemenin 2007/17 D. İş sayılı dosyası içerisinde bulunan 22.05.2007 havale tarihli bilirkişi raporunda 3. alternatif yol olarak belirtilen ve kırmızı renkle gösterilen yerden geçit hakkı kurulmasına karar verilmiştir. Hükmü davalı Hakkı Elmas temyiz etmiştir. Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesine dayalı geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir. Taşınmazlara ilişkin uyuşmazlıkların çözümünde en önemli delillerden biri olan keşif; re'sen veya taraflardan birinin talebi üzerine davanın her aşamasında çekişmeli taşınmazda gerekli inceleme ve araştırmaların yapılması demektir. Keşfin nasıl yapılacağına ilişkin düzenlemelere ise HUMK'nun 363. ve devamındaki hükümlerinde yer verilmiştir. Keşif, taraflara keşif gün ve saatini bildirir usulüne uygun şekilde davetiye çıkarıldıktan sonra tarafların huzurunda, davete icabet etmedikleri takdirde yokluklarında yapılabilir. Keşif gün ve saati duruşmada taraflara bildirilmiş ise artık taraflara ayrıca davetiye gönderilmesine gerek yoktur. Bilirkişi ve tanıkların keşif mahalline çağrılması hakkında HUMK'nun 258. maddesinde belirtilen mahkemeye çağırmaya ilişkin hükümler uygulanır. Eldeki davada mahkemece davadan önce davacının tek taraflı istemi ve katılımı ile HUMK'nun 370. maddesi uyarınca delillerin tespiti hükümlerine uygun yapılan keşif sonucu verilen ve bu davanın davalılarına tebliğ edilmeyen bilirkişi raporu esas alınarak geçit yeri ve geçit hakkı değeri belirlenerek karar verilmesi doğru görülmemiştir. Yukarıda açıklanan usule uyularak yapılacak keşif sonucu hazırlanacak raporda gösterilecek geçit alternatifleri değerlendirilerek geçit hakkı kurulmalı ve geçit bedeline hükmedilmelidir. Kabule göre de; DSİ kanalı servis yolunun genel yola bağlantısının mevcut olup olmadığının araştırılmaması, davacının bu yöndeki isteminin incelenmemesi de yerinde değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, 18.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.