Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10597 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 7389 - Esas Yıl 2015





Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine gününde verilen dilekçe ile önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:_ K A R A R _Davacı, paydaşı olduğu 7599 ada 8 parsel sayılı taşınmazın dava dışı önceki paydaşı payını satış yoluyla davalıya devrettiğini, satış bedelinin muvazaalı olarak yüksek gösterildiğini, satışa ilişkin bir bildirim yapılmadığını ileri sürerek, payın önalım nedeniyle adına tescilini istemiştir.Davalı, bedelde muvazaa bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, tapudaki satış bedeli ile masrafların davacı tarafça süresinde depo edilmediğinden bahisle davanın reddine karar verilmiştir.Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.TMK'nın 733. maddesi gereğince yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi zorunludur.Önalım hakkı, satışın hak sahibine bildirdiği tarihin üzerinden üç ay ve herhalde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir../..2015/7389-10597 -2-TMK’nın 733/3 maddesi gereğince üç aylık hak düşürücü sürenin başlaması için öğrenme yeterli olmayıp yapılan satışın, alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi gerekir. Noter aracılılığıyla bildirimde bulunulmamışsa iki yıllık hak düşürücü süre içerisinde önalım hakkına dayanılarak tapu iptali ve tescil istenebilir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.09.2005 tarihli, 2005/6-358 E, 470 K. sayılı kararı da bu doğrultudadır. Davacı, önalım bedelinin tapuda gösterilen değerden az olduğunu ileri sürerek bedelde muvazaa iddiasında bulunması halinde bu iddiasını kanıtlamalıdır. Davacı, satış sözleşmesinin tarafı bulunmadığından bedelde muvazaa iddiasını tanık dahil her türlü delil ile kanıtlaması mümkündür. Ancak keşif tek başına bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli değildir.Somut olayda; dava konusu 7599 ada 8 parsel sayılı taşınmazda dava dışı paydaş tarafından 31.12.2012 tarihli akitle 1/2 pay 100.000,00 TL bedelle davalıya satılmıştır. Davacı, bedelin muvazaalı olarak yüksek gösterildiğini belirtmiş, dava dilekçesinde dava değerini 10.000,00 TL olarak göstermiştir. Mahkemece, davacının muvazaa iddiası araştırılmaksızın, 31.12.2012 tarihli resmi senede göre satış bedelinin ve masraflarının depo edilmesi için davacı tarafa kesin süre verilmiş, söz konusu miktarın süresinde depo edilmediğinden bahisle davanın reddine karar verilmiştir.Dairemizin yukarıda belirtilen ilkeleri doğrultusunda gerekli araştırma ve incelemeler yapılarak; mahkemece, davacının bedelde muvazaa iddiası ile ilgili belge ve delilleri toplanıp tanıkları da dinlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.Belirtilen hususlar gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.