MAHKEMESİ : Bafra Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 03/12/2013NUMARASI : 2010/1450-2013/1636Davacılar tarafından, davalılar aleyhine 04.11.2010 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 03.12.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar İ.. Ö.., B.. E.. ve Y.. E.. vekili tarafından istenmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir. Davalılar İ.. Ö.., B.. E.. ve Y.. E.., davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulüne, .. parsel sayılı taşınmaz lehine .. parsel sayılı taşınmazlardan, .. parsel sayılı taşınmaz lehine .. parsel sayılı taşınmazlardan geçit hakkı kurulmasına karar verilmiştir. Hükmü, davalılar İ.. Ö.., B.. E.. ve Y.. E.. temyiz etmiştir.Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır. Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir. Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır. Somut olayda, fen bilirkişi A. S. ve E. K. tarafından düzenlenen 22.08.2011 tarihli rapor ve eki krokide dava konusu .. parsel sayılı taşınmazlardan geçit kurulması önerilmiştir. Fen bilirkişi S.D. ve İ. H. S.tarafından düzenlenen 14.05.2013 tarihli rapor ve eki krokide ise geçit güzergahı dava konusu .. sayılı parseller üzerinden belirlenmiştir. Mahkemece birbirleri ile çelişen 22.08.2011 ve 14.05.2013 tarihli bilirkişi raporlarındaki çelişki giderilmeden bu raporların kararın eki sayılması suretiyle infazda tereddüte sebep olacak şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. Kabule göre de, geçit bedelinin önceden davacı tarafa depo ettirilmemesi de isabetli olmamıştır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar İ.. Ö.., B.. E.. ve Y.. E..'in vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine 29.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.