Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10560 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 14561 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDavacı vekili tarafından, davalı aleyhine 26.10.2009 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 11.06.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:_ K A R A R _ Dava, elatmanın önlenmesi talebine ilişkindir.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "idari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı" başlıklı 2. maddesinde idari dava türleri ve idari yargı etkisi açıkça düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için açılan iptal davalar, idari eylem ve işlemlerden dolayı açılan tam yargı davaları ve idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan anlaşmazlıklara ilişkin davalar olarak gösterilmiştir.Somut olaya gelince; Dosya içindeki belge ve delillere, davalı ... vekilinin davaya karşı vermiş olduğu 22.01.2010 tarihli yazılı beyanına göre çekişme konusu fosseptik kuyularının belirli bir plan ve proje çerçevesinde yapılmakta olduğu, idarenin iş ve eylemlerine karşı idari yargı yerinde dava açılabileceğinden mahkemece yargı yolu bakımından davanın reddine karar verilmesi gerekir.Beliritilen husus gözetilmeden davanın esasının karara bağlanması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 17.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.