Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10497 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 5774 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Karaburun Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 17/09/2013NUMARASI : 2012/38-2013/100Davacı tarafından, davalı aleyhine 16.04.2012 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı tesisi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 17.09.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDava, TMK'nın 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.Davacı, yola cephesi bulunmayan .. ve .. parsel sayılı taşınmazları lehine geçit hakkı kurulmasını istemiştir.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, .. ve .. parsel sayılı taşınmazlar yararına .. parsel sayılı taşınmaz üzerinden geçit hakkı kurulmasına karar verilmiştir.Hükmü, davalı temyiz etmiştir.Ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi geçit davalarının nedenidir. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine "mutlak geçit ihtiyacı" veya "geçit yoksunluğu", ikincisine de "nispi geçit ihtiyacı" ya da "geçit yetersizliği" denilmektedir.Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK'nın 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir.TMK'nın 747/2. maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit gereksiniminin nedeni, taşınmazın niteliği ile bu gereksinimin nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.Uygun güzergâh saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazların kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi olanaklı değil ise bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilecekse, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Saptanacak bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin saptanmasından sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır. Kurulan geçit hakkının TMK'nın 748/3. maddesi uyarınca tapu siciline kaydı da gereklidir.Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince;Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve incelemeler hüküm kurulması için yeterli değildir. 463 sayılı parselin batı tarafındaki diğer parselleri ve kadastro yollarını gösterir şekilde daha geniş pafta sureti getirtilerek davacının taşınmazları yararına davalı parselleri aleyhine daha az külfet yükleyecek şekilde hangi güzergahtan geçit kurulması gerektiği araştırılarak yeniden belirlenecek seçenekler ile (A), (B), (C) seçenekleri karşılaştırılarak en uygun olan yerden geçit kurulmalıdır.Aleyhine geçit kurulan .. parsel sayılı taşınmazın herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin ekonomik kullanım bütünlüğü bozulacak şekilde ikiye bölünmek suretiyle geçit kurulması doğru olmadığı gibi bu tür davalarda taşınmazlar leh ve aleyhine geçit kurulması gerektiğinden davacının birbirinden bağımsız olan .. ve .. parsel sayılı taşınmazları yararına genel yola ulaşıncaya kadar aynı güzergahtaki parseller üzerinden ayrı ayrı geçit tesisine karar verilmesi gerekirken bu hususun gözetilmemesi de isabetli değildir.Ayrıca geçit davalarında yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerekirken mahkemece yargılama harç ve giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesi de doğru görülmemiş, belirtilen nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı tarafın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 26.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.