MAHKEMESİ : Darende Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 30/12/2013NUMARASI : 2013/118-2013/191Davacılar tarafından, davalı aleyhine 22.07.2013 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 30.12.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDava, tapu iptali ve yol olarak terkin isteğine ilişkindir.Davacılar, kadastro çalışmaları sırasında davalı taşınmazı içerisinde tespit ve tescil edilen bir kısım yerin kadim yol olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinini talep etmişlerdir.Davalı davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten itibaren on yıllık hakdüşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü davacı temyiz etmiştir.3402 sayılı Kadastro Kanununun "Kamu malları" başlıklı 16. maddesinde kanunun ortak kullanılmasına veya bir kamu hizmetinin görülmesine ayrılan yerlerle devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan sahipsiz yerler sayılmaktadır. Bu madde kapsamında yollara da yer verilmiştir.Kamu malı durumunda bulunan bu tür yerler tapulama sırasında özel mülkü olarak bir kimse adına tespit ve tescil edilmiş olsa dahi bu yerlerin kamu malı olduğu ileri sürülerek dava açılabilir. Böyle bir dava 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3 maddesine belirtilen 10 yıllık hak düşürücü süreye tabi tutulamaz. (Yargıtay HGK 30.11.1988 T. 8-657 E.- 966 K.)3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3 maddesi gereğince genel yol olduğu iddiası ile açılan tapu iptali ve terkin davalarında 10 yıllık hak düşürücü süre uygulanamayacaığından mahkemece işin esası incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğinden bahisle davanın reddi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozmanın niteliğine göre diğer temyiz sebeplerinin incelenmesine yer olmadığına 26.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.