Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 10424 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 9501 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : Urla Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 26/03/2014NUMARASI : 2013/631-2014/307Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 02.05.2011 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın usulden reddine dair verilen 26.03.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDava,.. parsel sayılı taşınmaz yararına geçit irtifakı kurulması istemine ilişkindir.Mahkemece, davacı vekiline verilen iki haftalık kesin süre içinde gider avansının yatırılmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.1- 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK'nın 114. maddesi dava şartlarını düzenlemiştir. HMK'nın 114/g maddesinde, gider avansının yatırılmış olması dava şartı olarak tanımlanmış, 115/2. maddesinde dava şartının yokluğu halinde izlenecek yol gösterilmiş, 120. maddesi ile de gider avansına ilişkin düzenlemeler getirilmiştir.Ayrıca anılan yasanın 324. maddesi ile de delil ikamesi için avans düzenlenmiş ve avansın yatırılmaması halinde o delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılacağı öngörülmüştür.Belirtilen bu düzenlemelere karşılık her davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan hükümlere göre inceleneceği tartışmasızdır.Nitekim 6100 sayılı HMK'nın 448. maddesinde tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla yasanın derhal uygulanacağı hükme bağlanmıştır.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 12.12.2012 tarihli ve 2012/9–1170 Esas, 2012/1172 sayılı Kararına göre de; 1086 sayılı HUMK döneminde açılan derdest davalar yönünden 6100 sayılı HMK'nın 120/2. maddesi uyarınca eksik gider avansı istenemez.Açıklanan ilkeler çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; dava 02.05.2011 tarihinde, 1086 sayılı Yasa döneminde açılmış ve 6100 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği tarihe kadar eski yasa hükümleri uygulanarak yürütülmüştür. Bu durumda davanın açılması ile ilgili tüm işlemlerin tamamlandığı kabul edilmelidir. Öte yandan gerek 1086 sayılı HMUK'nın ilgili hükümleri gerekse 6100 sayılı HMK'nın 324. maddesi hükmü yargılamanın gerektirdiği masrafların ilgili tarafça yatırılması hususunda benzer hükümler getirmiş, yatırılmaması halinde uygulanacak yaptırımlar da gösterilmiştir.Bu durum karşısında, 6100 sayılı HMK'nın 324. maddesi uygulanmak suretiyle mevcut delillere göre sonuca gidilmesi gerekirken olayda uygulama yeri bulunmayan 6100 sayılı Yasanın 114/g, 115/2 ve 120/2. maddelerinden söz edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.2-Öte yandan, 20.12.2013 tarihli krokiye göre yararına geçit kurulması istenilen 248 parsel sayılı taşınmazın kuzeybatı tarafında “azmak ve yol” olarak belirtilen bir yol bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu yol ve civarındaki parselleri gösteren geniş pafta sureti getirtilerek etraftaki parsellerin yüzölçümleri değerlendirilip, ... parsel sayılı taşınmazın kuzeybatı sınırı da dikkate alınmak suretiyle bu alternatiflerden geçit kurulup kurulamayacağı araştırılmadan geçit bedelinin depo edilmesi için süre verilmesi de doğru değildir. Mahkemece yapılması gereken iş, fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi esas alınarak, yukarıda belirtilen alternatifler araştırıldıktan sonra önceki rapor ve krokiler de göz önünde bulundurularak en uygun yerden geçit tesis etmek olmalıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 25.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.