Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10419 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 7263 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacılar tarafından, davalı aleyhine 28.04.2014 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine dair verilen 19.02.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:_ K A R A R _Dava, mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir.Mahkemece, müzekkere yanıtları ışığında dosyanın hesap uzmanı bir hukukçu bilirkişiye tevdi edilmesine ve bilirkişi için 250,00 TL ücret takdiri ile bu ücretin yatırılması için davacılara verilen 2 haftalık kesin süre içinde bu ücret yatırılmadığından HMK'nın 114/1-g ve 115/2 maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usul yönünden reddine karar verilmiştir.Hükmü, davacılar temyiz etmişlerdir.HMK'nın 90. maddesi gereğince; süreler, kanunda belirtilir veya hâkim tarafından tespit edilir. Kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında, hâkim kanundaki süreleri artıramaz veya eksiltemez. Hâkim, kendisinin tespit ettiği süreleri, haklı sebeplerle artırabilir veya eksiltebilir; gerekli gördüğü takdirde, bu konudaki kararından önce tarafları da dinler.Aynı kanunun 94. maddesi gereğince; kanunun belirlediği süreler kesindir. Hâkim, tayin ettiği sürenin kesin olduğuna karar verebilir. Aksi hâlde, belirlenen süreyi geçirmiş olan taraf yeniden süre isteyebilir. Bu şekilde verilecek ikinci süre kesindir ve yeniden süre verilemez. Kesin süre içinde yapılması gereken işlemi, süresinde yapmayan tarafın, o işlemi yapma hakkı ortadan kalkar.Kanun ya da hakim tarafından tayin edilmiş olan kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen bir işlemin bu süre geçtikten sonra yerine getirilmesine yasal olanak bulunmamaktadır. Kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen işlem bazen davanın kaybedilmesi sonuçlarını da doğurmaktadır. Davaların uzamasını veya uzatılmak istenmesini engellemek üzere konan kesin süre kuralı, kanunun amacına uygun olarak kullanılmalı, davanın reddi için bir araç sayılmamalıdır.Bu nedenle de hakim tarafından kesin süre verilirken;1-Kesin süreye konu işlemin gerekli ve tarafların yerine getirebileceği bir işlem olması,2-Verilen sürenin işlemin yapılması için yeterli ve makul bir süre olması, duruşma gününe kadar kesin süre nedeniyle yapılacak işlem sonrası başka bir işleme gerek yok ise bu sürenin takip eden duruşma gününe kadar verilmesi,3-Yapılması gereken iş veya işlemler birer birer, varsa masraflarının da miktarıyla birlikte açıkça gösterilmesi,4-Sürenin kesin olduğu ve sonuçlarının tarafa açıklanması zorunludur.Somut olaya gelince; mahkemece 16.12.2014 tarihli celsede 2 No'lu ara kararıyla, davacılara bilirkişi için 250,00 TL ücret takdiri ile yatırmak için 2 haftalık kesin süre verilmiş ise de bu süre içerisinde masrafın yatırılmaması halinde ne gibi hukuki sonuçlar doğuracağı açıklanmamış, usulüne uygun ihtarat yapılmamıştır. Kaldı ki tapu müdürlüğüne yazılan müzekkere cevapları beklenmeden terekenin aktif pasifi ile ilgili araştırmalar tamamlanmadan usul hükümlerine aykırı şekilde oluşturulan kesin süreye dair ara kararının yerine getirilmemesi sebebiyle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.