MAHKEMESİ : Bartın 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 12/12/2013NUMARASI : 2010/149-2013/247Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 01.04.2010 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukuna aykırılık nedeniyle tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın K.. B.. ve S.. T.. yönünden kabulüne, diğer davalılar yönünden reddine dair verilen 12.12.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı K.. B.. vekili ve davalı S.. T.. tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteğinin değerden reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDava, komşuluk hukukuna aykırılık nedeniyle tazminat isteğine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkilinin gıda marketi işletmeciliği yaptığını, işyerinin bitişiğinde bulunan davalılardan S.. T..'a ait bina ile marketin üzerindeki daire sahibi K.. B.. ve marketin bitişiğindeki Y.. K..'a ait kahvehanenin müşterek kullandıkları kanalizasyon belediye çalışanlarınca doğru bağlanmaması sebebiyle giderlerinin tıkandığını, bu tıkanmanın sonucu geriye tepen suların kendilerine zarar vermemesi için bodrumdan geçen kanalizasyon borularının davalılar K.. B.. ve S.. T.. tarafından söküldüğünü, bu suretle boşa akan kanalizasyon suyunun davalıların bodrumunu doldurduğunu, buradan da S.. T..'a ait delikli tuğlalarla örülmüş sıvasız duvardan kendi deposuna sızarak zarara neden olduğunu ileri sürerek tespit edilen 11.274,16 TL'lik zararın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı Belediye Başkanlığı vekili, idarenin bir kusurunun bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı K.. B.. vekili, zararın fahiş hesaplandığını, zararın oluşmasında müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Y.. K.. vekili, kanalizasyon boruları ile dükkanı arasında bağlantı bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece,davalı K.. B.. ve S.. T..'a ait pissu giderinin parsel bacasına bağlanmadan önceki bölümde tıkanması nedeni ile geri tepen pis suların, önce S.. T..'a ait depoya ve oradan da davacının deposuna geçmesi sonucu zarar meydana geldiği, diğer davalıların sorumluluklarının bulunmadığı gerekçesiyle 11.274,16 TL maddi zararın davalılar K.. B.. ve S.. T..'dan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davanın Belediye Başkanlığı ve Y.. K.. yönünden reddine karar verilmiştir.Hükmü, davalılar K.. B.. vekili ve davalı S.. T.. temyiz etmiştir.1-Yapılan yargılamaya toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalı K.. B.. vekili ve davalı S.. T..'ın aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.2-Davalılar K.. B.. vekili ve davalı S.. T..'ın diğer temyiz itirazlarına gelince; TMK’nın 683. maddesindeki "Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir. Yapma, kaçınma, katlanma olarak özetlenebilecek bu sınırlamaların önemli bir bölümü TMK’nın "komşu hakkı" başlığı altında, 737 ila 750. maddelerinde düzenlenmiş, 751 ila 761. maddelerinde de yine malikin yapması ve katlanması gereken hususlar belirtilmiştir. Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat isteğine ilişkindir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat davalarında öncelikle davacının uğramış olduğu zararın miktarının bilirkişi aracılığı ile tespit edilmesi, tazminatın bu zarara göre tayin ve takdir edilmesi gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki, tazminat miktarı hiçbir zaman zararı aşamaz. Ancak, davacının zararın artmasında kusuru varsa, tazminat miktarı 818 sayılı Borçlar Kanununun 44. maddesine göre indirilmeli veya tamamen ortadan kaldırılmalıdır. TMK’nın 737 ve 730. maddelerinden doğan sorumluluk kusura bağlı bir sorumluluk olmadığından, davalının kusursuz olması tazminat miktarının düşürülmesinde etkili olamaz.Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; Mahkemece tazminat miktarının belirlenmesine ilişkin olarak yapılan araştırma ve incelemeler hüküm kurmaya yeterli değildir. Yerinde yapılan keşif sonucu alınan uzman bilirkişi ve tespit raporları ve tanık beyanlarında, davalı S.. T.. tarafından kullanılan deponun yaklaşık olarak 50 m2, davacı tarafından kullanılan deponun ise yaklaşık olarak 120 m2 olduğu, her iki deponun arasının delikli tuğla duvarla davacı tarafından örüldüğü, iki depo arasındaki sıvanmamış delikli duvardan pissuyun sızdığı, davalılardan S.. T.. ve K.. B..'a ait atıksu giderinin müşterek olarak kanalizasyona bağlandığı, parsel bacasına bağlantıdan önceki bölümde oluşan tıkanma nedeni ile geri tepen pis suların önce S.. T..'ın kullandığı depoya ve oradan da davacının deposuna geçmesi sonucu zararın meydana geldiği, pissu borusunun yerinden çıkarılması ve bitişik depoya dolarak oradan da davacının kullandığı depoya sızması nedeniyle bu iki davalının müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu tespit edilmiştir.Ancak, davacının market ürünlerini koymak suretiyle depo olarak kullandığı kısmın projede kalorifer ve kazan dairesi olduğunun ileri sürüldüğü, bilirkişi raporlarına göre davalı S.. T.. tarafından kullanılan depo ile davacı tarafından kullanılan depo arasında sıva yapılmamış delikli tuğla bulunması nedeniyle pissu geçişi olduğu bu durumun davacının zararının artmasına neden olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle davacının bölüşük (müterafik) kusuru sebebiyle tazminat miktarından 818 sayılı Borçlar Kanununun 44. maddesine göre uygun bir indirim yapılarak sonucuna göre karar verilmelidir.Mahkemece, belirtilen husus gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1). bentte yazılı nedenlerle davalı K.. B.. vekili ve davalı S.. T..'ın diğer temyiz itirazlarının reddine, (2). bentte yazılı nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 25.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.