MAHKEMESİ : Ankara Batı 2. Tüketici MahkemesiTARİHİ : 03/10/2013NUMARASI : 2013/4123-2013/469Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 20.11.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil ile kira tazminatı, ikinci kademede tazminat, birleştirilen davalarda tapu iptali ve tescil veya tazminat istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; asıl davanın reddine, davacı C.. A..'in bedele ilişkin isteminin kabulüne, davacı A.. B..'in isteminin reddine, davacı İ.. A..'in isteminin kabulüne dair verilen 03.10.2013 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı C.. A.. vekili ile davacı B. B. vekili ve duruşmasız olarak davacı A.. B.. vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 23.09.2014 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı C.. A.. vekili Av.C.Ö., davacı B. ile davalı L. S. vekili Av. O. A. ile karşı taraftan davacı A.. B.. vekili Av.N. M. Ü. ile İ.. A.. vekili Av. M.. E.. ve davalı İ.. T.. vekili Av.O. T.T.geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDavacı Bilginur, davalı yüklenici İbrahim ile dava dışı arsa maliki Lütfiye arasında düzenlenen 22.02.2005 günlü arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yükleniciye bırakılan .. parsel sayılı taşınmazdaki 7 numaralı bağımsız bölümün 11.04.2006 günlü sözleme ile dava dışı Davut’a temlik edildiğini, Davut’un da 21.05.2006 günlü sözleşmeyle kendisine temlik ettiğini, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin ileriye dönük olarak hükmen feshedilerek dava konusu bağımsız bölümün yükleniciye bırakıldığını, taşınmazın 30.03.2007 tarihinde kendisine teslimi gerektiği halde teslim edilmediğinden kira kaybı bulunduğunu ileri sürerek taşınmazın adına tescilini ve 12.050 TL kira kaybı tazminatının alınmasını; ıslah dilekçesiyle de ikinci kademede taşınmazın bedelinin tahsilini istemiştir.Birleştirilen 2010/689 esas sayılı davada davacı İsmail, davalı yüklenici İbrahim ile davalı arsa maliki Lütfiye arasındaki inşaat sözleşmesi uyarınca yükleniciye bırakılan 7 numaralı bağımsız bölümü 24.08.2005 günlü sözleşmeyle temlik aldığını, edimini yerine getirdiğini ileri sürerek taşınmazın adına tescilini istemiştir.Birleştirilen 2011/320 esas sayılı davada ise davacı Cevat, davalı yüklenici İbrahim ile davalı arsa maliki Lütfiye arasında düzenlenen inşaat sözleşmesi uyarınca yükleniciye bırakılan 7 numaralı bağımsız bölümü 20.04.2005 günlü sözleşmeyle temlik aldığını, edimini yerine getirdiğini ileri sürerek taşınmazın adına tescilini veya taşınmaz bedelinin faiziyle alınmasını istemiştir.Birleştirilen 2012/494 esas sayılı davada da davacı Altınok, davalı yüklenici İbrahim ile dava dışı arsa maliki Lütfiye arasındaki inşaat sözleşmesi uyarınca yükleniciye bırakılan 7 numaralı bağımsız bölümü 25.06.2007 günlü sözleşmeyle temlik aldığını ve edimini yerine getirdiğini ileri sürerek taşınmazın adına tescilini veya ödediği 42.000 TL bedelin 25.06.2007 tarihinden itibaren faiziyle birlikte tahsilini istemiştir.Davalı yüklenici İbrahim ve arsa maliki Lütfiye ayrı ayrı davaların reddi gerektiğini savunmuşlardır.Mahkemece, davacı İsmail’in tapu iptali ve tescil isteminin kabulüne, davacı Cevat’ın bedele ilişkin isteminin kabulüyle 35.000 TL bedelin davalı İbrahim’den alınmasına, davacılar Bilginur ve Altınok’un istemlerinin reddine karar verilmiştir.Hükmü, davacılar Cevat, Altınok ve Bilginur vekilleri ayrı ayrı temyiz etmişlerdir.Dava, arsa sahibi ile yüklenici arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yükleniciden bağımsız bölüm temlik alan davacıların tapu iptali ve tescil, ikinci kademede ise tazminat taleplerine ilişkindir. 1-Davacı A.. B.. vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin tarafı olan yüklenici edimleri yerine getirdiğinde arsa sahibine karşı kazandığı kişisel hak sebebiyle arsa payı veya bağımsız bölüm tapusunun devrini ondan isteyebileceği gibi Borçlar Kanununun 162 ve devamı maddelerine dayanarak kişisel hakkını arsa sahibinin muvafakati gerekmeksizin üçüncü kişilere yazılı olmak koşuluyla devir ve temlik edebilir. Yüklenicinin kişisel hakkını temellük eden üçüncü kişi de bu hakkı yüklenicinin halefi olarak arsa sahibine karşı ileri sürme olanağına sahiptir.Somut olayda, yüklenici ile arsa maliki arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ileriye dönük olarak hükmen feshedilmiştir. Dava konusu 7 numaralı bağımsız bölüm yükleniciye bırakılmış ancak yüklenici aynı bağımsız bölümü birden fazla kişiye temlik etmiştir. Bu durumda en eski tarihli temlik sözleşmesine değer verilmesi gerekir. Davacı A.’un dayandığı 25.07.2007 günlü sözleşme diğer davacıların dayandığı temlik sözleşmelerinden sonra düzenlenmiş olduğundan davacıya yapılan temlik işleminin hüküm ve sonuç meydana getirmeyeceği, sadece bir taahhüt işlemi olarak yükleniciyi borçlandıracağı açıktır. Bu nedenle, yüklenicinin temliki işlemine dayanarak mülkiyet aktarımı istenemeyeceğinden davacının tapu iptali ve tescil isteminin reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.Ancak, davacı Altınok ve davalı yüklenicinin imzalarını taşıyan davacının dayandığı 25.06.2007 günlü “Taahütnamedir” başlıklı adi yazılı belgede 7 numaralı bağımsız bölümün satılarak bedelinin alındığı yazılıdır. Temlik sözleşmesinde bağımsız bölümün bedeli belirtilmemiş ise de bedelin tamamen ödendiği açıkca anlaşılmaktadır. TMK’nın 6. maddesi hükmü gereğince yaptığı ödemeleri kanıtlamak davacının yükümlülüğündedir. Her ne kadar sözleşmede bedel belirtilmemiş ise de davacı dayandığı belge ile taşınmazın bedelini ödediğini kanıtlamıştır. Bu nedenle, bedel ödeme yükümlülüğünü yerine getiren davacı, taşınmazın devir borcunu yerine getiremeyen davalı yükleniciden tazminat talep edebilir. Ancak bu bedel dava konusu taşınmazın dava tarihindeki rayiç değerini geçemez. Davacının dayandığı temlik sözleşmesinin yazılı biçim koşulu yerine getirildiğinden geçerli bulunduğu gözetilmeksizin satış bedelinin ödendiğinin kanıtlanamadığı gerekçesiyle bedel isteminin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.2-Davacı Bilginur vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;Somut olayda, yüklenici ile arsa maliki arasındaki inşaat sözleşmesi feshedilmiş, dava konusu bağımsız bölüm yükleniciye bırakılmıştır. Ancak, yüklenici aynı bağımsız bölümü birden fazla kişiye temlik ettiğinden en eski tarihli temlik sözleşmesine değer verilmesi gerekir. Davacı Bilginur’un dayandığı 11.04.2006 tarihli temlik sözleşmesi de diğer davacıların dayandığı temlik sözleşmelerinden sonra düzenlenmiş olduğundan bu davacıya yapılan temlik işleminin de hüküm ve sonuç meydana getirmeyeceği, sadece bir taahhüt işlemi olarak yükleniciyi borçlandıracağı açıktır. Bu nedenle yüklenicinin temlik işlemine dayanarak mülkiyet aktarımı isteminde bulunulamayacağından davacının tapu iptali ve tescil isteminin reddine karar verilmesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır.Ancak, davacı 29.03.2012 günlü ıslah dilekçesi ile ikinci kademede taşınmazın değerinin tahsilini istemiştir. HMK’nın “Taleple bağlılık ilkesi”başlıklı 26. maddesi uyarınca istisnalar dışında hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Mahkemece, davacının bu istemiyle ilgili olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi de doğru görülmemiştir. 3-Davacı Cevat vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;Alacağın temliki ve borcun nakli 818 sayılı Borçlar Kanununun 162 ila 181. maddelerinde düzenlenmiştir. Temlik, alacağın ona bağlı bütün (yan ve öncelik) hakları ile birlikte devralana geçmesini sağlar ve bu işlem yapılırken borçlunun rızası alınması gerekmez. Temlik, hatta borçlunun muhalefetine rağmen geçerli olarak doğar ve hükümlerin hasıl eder. Borçlunun temlikten sonraki asıl muhatabı artık alacağı temellük eden (devralan) kişidir. Bu itibarla borçlunun borçtan kurtulabilmesi için temlik işleminden sonra borcunu devralan kimseye ifa etmesi gerekir. Şu hale göre temlik anına kadar borçlu temlikin dışında iken temlik anından itibaren evvelki alacaklı temlik işleminin dışına çıkmaktadır.Somut olayda inşaat sözleşmesi ileriye dönük olarak hükmen feshedilmiştir. Dava konusu 7 numaralı bağımsız bölüm yükleniciye bırakılmış ancak, yüklenici aynı bağımsız bölümü 24.08.2005 günü davacı İ.. A..’a 20.04.2005 tarihinde de davacı C.. A..’e temlik etmiştir. Görüldüğü üzere davalı yüklenici inşaat sözleşmesi uyarınca kazandığı hakkını birden fazla kişiye temlik etmiştir. Kural olarak şahsi hakların yarışması durumunda geçerliliğini yitirmediği veya sözleşmeden dönülmediği sürece önceki tarihi taşıyan sözleşmeye değer verilir. Bu durumda mahkemece geçerliliğini koruyan 20.04.2005 günlü temlik sözleşmesine değer verilerek dava konusu bağımsız bölümün davacı C.. A.. adına tesciline karar verilmesi gerekir. Mahkemece eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, belirtilen sebeplerle kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekillerinin temyiz itirazlarının ayrı ayrı kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 1.100TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak temyiz eden davacılara verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde iadesine, 23.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.