Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 10264 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 5692 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : Gölhisar Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 10/02/2014NUMARASI : 2013/460-2014/58Davacı tarafından, davalılar aleyhine 10.02.2014 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 13.06.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, .. parsel sayılı taşınmaz lehine, davalıya ait .. parsel sayılı taşınmaz aleyhine fen bilirkişilerinin 25.01.2013 raporları doğrultusunda krokide A harfi ile simgeledikleri güzergahtan geçit hakkı kurulmasına karar verilmiştir.Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır.Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, İkincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK’nun 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir.Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön İse, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.Somut olayda; davacının maliki olduğu .. parsel sayılı taşınmazın genel yola çıkışının bulunmadığı, mutlak geçit ihtiyacı içinde olduğu sabittir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan geçit isteğine ilişkin davalarda uygulanan fedakârlığın denkleştirilmesi ilkesi gereğince herhangi bir engel bulunmadığı takdirde öncelikle yüzölçümü daha büyük olan taşınmazlardan geçit hakkı kurulması tercih edilmelidir. Ancak aleyhine geçit hakkı kurulan .. parsel sayılı taşınmazın yüzölçümü 3.950 m2 olup 400,22 m2 kısmından geçit kurulduğu görülmüştür. Dosya içerisindeki bilirkişi raporu ve krokisine göre yararına geçit kurulması talep edilen .. parsel sayılı taşınmazın sınırında yüzölçümü daha büyük olan krokide sarı renkle 8 numaralı alternatif olarak gösterilen .. parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün daha büyük olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Geçit güzergahında yüzölçümü daha büyük olan bir taşınmaz mevcut olduğu halde yüzölçümü küçük olan .. parsel sayılı taşınmazdan geçit kurulması isabetli olmamıştır. Bu durumda, mahkemece .. parsel sayılı taşınmazın tapu kayıtları getirtilip, maliklerinin davaya katılmaları sağlanıp savunmaları alınarak bu parsel üzerinden geçil hakkı kurulmasının mümkün olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre karar verilmelidir.Belirtilen hususlar nazara alınmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine 22.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.