Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10259 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 6095 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Bünyan Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 29/01/2014NUMARASI : 2012/212-2014/19Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 27.11.2012 gününde verilen dilekçe ile Geçit Hakkı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29.01.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkiline ait .. ada .. parsel sayılı taşınmaz lehine .. ada .. parsel sayılı taşınmaz üzerinden geçit hakkı kurulmasını istemiştir.Davalı Y.. B.. vekili, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile.. ada.. parsel sayılı taşınmaz lehine, .. ada .. parsel sayılı taşınmaz üzerinden bilirkişi raporunda “A” harfi ile gösterilen yerden geçit hakkı kurulmasına karar verilmiştir.Hükmü, davalı Y.. B.. vekili ve Hazine vekili temyiz etmiştir. Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir. Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK’nun 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir. Geçit davalarında uygulanacak kesintisizlik ilkesi gereğince lehine geçit hakkı kurulan taşınmazdan itibaren genel yola ulaşıncaya kadar geçit hakkı kurulması gerekir. Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır. Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 ve 1012. maddesi ile Tapu Sicil Tüzüğünün 60. maddesi uyarınca tapu kaydının beyanlar hanesine yazılması da gereklidir. Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.Somut olayda; davacı kendisine ait..ada .. parsel sayılı taşınmaz lehine .. ada .. parsel sayılı taşınmaz üzerinden geçit hakkı kurulmasını istemiştir. Mahkemece, .. ada .. sayılı parsel lehine geçit kurulmuş ise de bilirkişi rapor ve krokisinde K+M ile ve sarı renkle gösterilen dördüncü alternatifin yüzölçümü daha az olduğu gibi A harfi ile gösterilen geçit güzergahı arasındaki yaklaşık 3 metre genişliğindeki ark üzerine davacı tarafından köprü yapılması gerektiğinden, dolayısıyla daha külfetli olduğu anlaşıldığından bu durumda mahkemece 4 numaralı ve 3 numaralı alternatifler değerlendirilerek bu güzergahlardaki parsel malikleri davaya dahil edilmek suretiyle en uygun seçenekten geçit kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Yusuf Bayran ve Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin harcın yatırana iadesine, 22.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.