...Davacı-karşı davalı ...vekili tarafından, davalı-karşı davacı ... aleyhine 05.11.2010; karşı dava 02.12.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil-tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davacı-karşı davalının davasının reddine, vefa bedelinin iadesine; davalı ve karşı davacının davasının reddine dair verilen 12.05.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:KA R A RDavacı vekili; müvekkili adına kayıtlı olan 123 Ada 12 parsel sayılı taşınmazın 16.07.2007 tarih ...yevmiye no’lu düzenleme şeklinde sözleşme hükümleri içeriğine göre müvekkili lehine vefa hakkı ile yükümlü olarak davalı şirket adına şartlı satış ile tescil edildiğini, davalının sözleşme şartlarını yerine getirmediği için vefa hakkının kullanıldığını, tapu devrinin istendiğini karşılıklı ihtar ve görüşmelerden sonuç alınamadığını ileri sürerek, davalı adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydının vefa hakkının kullanılmasına bağlı olarak iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesi dava ve talep edilmiştir.Davalı vekili; sözleşme gereği inşaata başlandığını, dava şartının oluşmadığını ve davanın zamanaşımına uğradığını ileri sürerek davanın reddini savunmuş karşı dava olarak da; haksız ihtiyati tedbir kararı nedeniyle inşaatın durdurulduğunu bu nedenle uğranılan zarara karşılık şimdilik 1.000,00 TL’nin sözleşme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.Mahkemece, sözleşmede vefa hakkı ile ilgili bir süre olmadığını ancak tapu sicil müdürlüğünce düzenlenen resmi akit tablosunda 3 yıllık süre konulduğunu ve davanın süre geçtikten sonra açıldığını bu nedenle davanın reddine ve karşı dava da bir zarar olmadığı için red edilmesi gerektiği sonucuna varılarak esas ve karşı davanın reddine dair hüküm kurulmuştur. ...Hüküm davacı- karşı davalı ile davalı ve karşı davacı vekilleri tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.Esas dava, vefa hakkına dayanan tapu iptali ve tescil, karşı dava tazminat istemine ilişkindir.Türk Medeni Kanununun Taşınmaz mülkiyeti başlıklı ikinci bölüm ikinci ayırım madde 736. alım ve geri alım hakları başlığı altında aynen “Tapu kütüğüne şerh verilen alım ve geri alım hakları, şerhte belirtilen süre içinde her malike karşı kullanılabilir.Şerhin etkisi, her durumda, şerhin verildiği tarihin üzerinden on yıl geçmekle sona erer” hükmü getirilmiştir.Vefa hakkı (geri alım hakkı) bir kimsenin satmış olduğu bir gayrimenkulü bedeli karşılığında tek taraflı bir irade açıklaması ile satın alma imkanını veren kurucu yenilik doğuran şahsi bir haktır. Tapu siciline şerh verildiği takdirde bu şahsi hak ayni bir nitelik kazanır. Konusu gayrimenkuldür. T.B.K’nun 237. (B.K 213.) madde hükmüne göre resmi şekil şartı vardır. Bedel gözetilmesi zorunlu olmayıp isteğe bağlıdır. Vefa hakkının ne şekilde kullanılacağı hususunda kanunda bir hüküm yoktur. Yenilik doğuran niteliği itibariyle vefa hakkı dava açılarak kullanılabileceği gibi mektup, telgraf ve ihtar göndermek suretiyle de kullanılabilir. Bu konuda irade açıklamasının karşı tarafa ulaşması yeterlidir. Geri alım (vefa) hakkı dava açılarak kullanılması Türk Medeni Kanunun 716 maddesinde yer alan bir tescil davası niteliğindedir.Öte yandan geri alım sözleşmesi noter tarafından re’sen düzenlenmedikçe geçerli sayılmaz. Bu nedenle geçerli olmayan bir sözleşme tapuya şerh edilse dahi geçerlilik kazanmaz. Bu husus re’sen gözetilir. Vefa (geri alım) hakkı ile ilgili genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; Noter’den düzenleme şeklinde 16.07.2007 tarih ve ...Yevmiye no’lu sözleşme ve içeriği tarafların kabulünde olup resmi şekilde düzenlendiği için geçerlidir. Sözleşmenin içeriğine göre, tarımsal amaçlı sanayi tesisi kurulmak üzere Devlet İhale Kanununa göre 123 ada 12 parsel sayılı taşınmaz Belediye lehine vefa hakkı tanınmak suretiyle 736.750,00 TL bedelle davalıya satılmıştır. Davalı sözleşme imza tarihinden itibaren (1) yıl içerisinde inşaata başlamayı ve (3) yıl içerisinde de tesisi işletmeye açmayı kabul ve taahhüt etmiştir. (md. 4) Şayet 4. maddede ki şartları ve edimleri verilen sürelerde yerine getirmezse Belediye geri alım hakkını kullanabilecektir. (md. 5)30.07.2007 tarih 5453 Yevmiye no’lu akit tablosu incelendiğinde; 16.07.2007 tarih 0513 Yevmiye no’lu sözleşmede yazılı şartlar dahilinde 3 (üç) yıl müddetle 736.750,00 TL bedelle vefa hakkı, yine 736.750,00 TL bedelle 10 (on) yıl müddetle iştira haklarının Belediye lehine tapu sicile şerh edilmesi kaydıyla ..... sattığına dair kayıt yer almaktadır.Taraflar arasındaki öncelikli uyuşmazlık vefa (geri alım) hakkının zamanaşımına uğramış olup, olmadığı noktasında toplanmaktadır. ....16.07.2007 tarihli vefa sözleşmesinde süre belirtilmemiş ancak akit tablosunda üç yıl müddetle vefa hakkı tanınmıştır. Görüldüğü üzere sözleşmede süre belirtilmemiş olmakla vefa hakkı süresiz kabul edilmiş sayılır. Sözleşmeye göre süresiz olan vefa hakkının akit tablosuna şerh edilirken üç yıl süre ile kısıtlanıp kısıtlanamayacağının tartışılması gerekir. Yasa koyucu öncelikle vefa aktinin geçerliliği için ... tarafından re’sen düzenlenmesini öngörmüştür. Dava konusu sözleşme biçimine uygun düzenlenmekle geçerlidir. Akit tablosun da açıkca sözleşme içeriğine atıf yapılmış olmakla vefa hakkını süresiz kabul etmek gerekir. Akit tablosunda öngörülen üç yıllık süre inşaatın bitimi ve tesisin işletmeye açılışı için öngörülen bir süredir. Tarafların gerçek iradesi bu şekildedir. Açıkca sözleşme tarihinden itibaren üç yıllık bir süre şartı konulmamıştır. Davacı ... sözleşme içeriğine göre, davalı şirkete inşaatı tamamlaması ve tesisi işletmeye açması için üç yıllık süre vermekle bu süre zarfında vefa hakkını kullanmayacağını kabul etmiştir.Açıklanan yasal düzenlemeler ve taraflar arasında imzalanan sözleşme, akit tablosu ve dosya da mevcut tüm kayıt ve bilgilere göre vefa hakkının süresiz olduğu, üç yıllık sürenin yapılacak tesisin işletmeye açılması için öngörüldüğü ve davanın zamanaşımına uğramadığı sonucuna varılmakla işin esasının incelenmesi gerekirken aksine düşüncelerle yazılı şekilde davanın reddine dair karar verilmesi nedeniyle karar bozulmalıdır.SONUÇ: Yukarıda yapılan açıklamalara göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.