MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 11. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 12/10/2010NUMARASI : 2005/881-2010/854Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 18.07.1994 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen 12.10.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.Bir kısım davalılar davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, davanın kabulü ile ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiş, Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 05.07.2005 tarihli 2005/5714 Esas, 2005/7093 Karar sayılı kararı ile "... taşınmazın paydaşlarından H. Ü. A.'nın davadan önce 12.05.1973 tarihinde vefat ettiği, dosyaya sonradan sunulan mirasçılık belgesinde görünen mirasçılarının davada taraf olmadıkları anlaşılmaktadır. Adı geçenin mirasçıları M. A. ve Z. E. davaya dahil edilip taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında karar vermek gerekirken yazılı şekilde karar tesisi hatalı olmuştur." gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.Hükmü, bir kısım davalılar temyiz etmişlerdir.Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açar. HMK'nın 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.Ortaklığın giderilmesi davalarında tüm paydaş ve ortakların sağ ise kendilerinin ölü iseler tüm mirasçılarının davada taraf olarak yer almaları ve mahkemece bu hususun re'sen dikkate alınması gerekir. Somut uyuşmazlığa gelince,Dava konusu edilen taşınmazda paydaş olan muris H. D. G.'in 23.03.2003 tarihinde vefat ettiği ve geride mirasçılarının kaldığı Üsküdar 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 14.05.2012 tarihli 2012/478-476 E-K sayılı mirasçılık belgesi ile sabittir. Mahkemece muris H. D. G.'in mirasçılarının davaya katılmaları sağlanmadan yargılamaya devam edilmiş ve hüküm kurulmuş, bu haliyle savunma hakkı kısıtlanmıştır. Diğer yandan davalılar M.. Ö.. ile S.. E.. hükümden sonra Üsküdar 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/60 Esas sayılı dava dosyası ile "muhdesatın aidiyetinin tespiti" davası açmışlardır. Muhdesatın aidiyetinin tespiti davasının sonucu ortaklığın giderilmesi davasını etkileyeceğinden bu davanın sonucunun beklenmesi gerekmektedir.Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş; 23.03.2003 tarihinde vefat eden paydaş muris H. D. G.'in mirasçılarının Üsküdar 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 14.05.2012 tarihli 2012/478-476 E-K sayılı mirasçılık belgesi doğrultusunda davaya dahil edilip taraf teşkilini sağlamak, davalılar M.. Ö.. ile S.. E.. tarafından hükümden sonra açılan muhdesatın aidiyetinin tespitine ilişkin Üsküdar 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/60 Esas sayılı dava dosyasını getirtip incelemek, ortaklığın giderilmesi davasında bekletici mesele yapmak olmalıdır.Taraf teşkili tam olarak sağlanmadan eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle bir kısım davalıların temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenlerine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine 17.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.