Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10023 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 14450 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Yunak Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 24/03/2014NUMARASI : 2013/118-2014/111Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 03.05.2013 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 24.03.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDavada, A.. Z..; paydaş olduğu 103 ada 17 parsel sayılı taşınmazın dava dışı paydaş Ş.. A..'nın payını davalı satış yoluyla devrettiğini, dava konusu taşınmazda önalım hakkı olduğunu, önalım hakkı nedeniyle satışa konu 4/20 payın adına tescilini istemiştir.Davalı, dava konusu taşınmazın eşine ait olduğunu, taşınmazda fiilen taksim yapıldığını, satın almış olduğu hisselerin tapu da satış olarak gözükse de gerçekte satış işlemi olmadığını, almış olduğu yeri kayınbiraderinden aldığını bu nedenlerle davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmü, davalı temyiz etmiştir.Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satınalma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının ./..- 2 -tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK'nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötüniyet iddiası 14.2.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.Paylı mülkiyet halindeki bir taşınmazın paydaşı payını karı- kocaya, evlada veyahut akrabaya temlik ederse şeklen satış olarak gösterilen bu aktin gerçekte satış olmayıp miras hakkına bağlı veya hibe gibi maksada yönelik işlem olduğu iddia ve ispat edilirse önalım hakkı ileri sürülemez (27.03.1957 tarihli, 12/2 sayılı Y.İ.B.K.).Bu yöndeki savunmanın tanık dahil her türlü delille kanıtlanması mümkündür. Anılan İçtihadı Birleştirme Kararı sözleşmede taraf olan kişinin işlemde muvazaa savunmasında bulunamayacağı kuralının bir istinasıdır.Somut olaya gelince; davalının dava konusu taşınmazda fiilen taksim yapıldığını savunması karşısında mahkemece bu konuda gerekli araştırma yapılmadan karar verilmesi doğru görülmemiştir.Diğer taraftan davalı önalım davasına konu payı kendisine satan M.. A..'nın kayınbiraderi olduğunu ve aralarındaki akrabalık ilişkisi nedeniyle satışın gerçek bir satış olmadığını savunduğundan, davalının bu savunmasına karşılık gösterdiği deliller de değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma sonucu belirtilen hususlar gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 09.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.