Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9200 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 2351 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal, mala zarar vermeHÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:A-Suça sürüklenen çocuk ... hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde;Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK'nın 50/5. maddesinde öngörülen düzenlemeye göre, hükmolunan cezanın türü ve miktarına nazaran, 14.04.2011 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 6217 sayılı Yargı Hizmetlerinin Hızlandırılması Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 26. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanuna eklenen Geçici 2. madde uyarınca, doğrudan verilen 3.000 TL ve altında kalan adli para cezasına ilişkin hükmün temyizi mümkün bulunmadığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi uyarınca suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz talebinin isteme uygun olarak REDDİNE, B-Suça sürüklenen çocuk ... hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince;Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz istemi yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve yasaya uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, C-Sanık ... hakkında hırsızlık ve mala zarar vermek suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesine gelince;Bina içinde muhafaza altına alınan eşya hakkında hırsızlık suçundan cezalandırılmasına karar verildiği belirtilmesine rağmen temel uygulama maddesinin hükmün esasını oluşturan kısa karara 5237 sayılı TCK'nın 142/1-b maddesi yerine, “142/1” şeklinde yazılması yerinde düzeltilmesi mümkün yazım hatası olarak kabul edilmiştir.Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.Ancak; Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 günlü, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan kısmi iptal kararı uyarınca, 5237 sayılı TCK 53. madde 1. fıkra (b) bendinde düzenlenen “seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına” hükmünün iptal edilmesi nedeniyle uygulanamayacağının gözetilmesi zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’ın temyiz istemi bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkralarından “TCK'nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümlerin” çıkartılarak, yerine “Kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin (a), (c), (d) ve (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına” cümlesinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, D- Sanık ... ve suça sürüklenen çocuk ... hakkında konut dokunulmazlığını ihlal suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesine gelince;1- Suça sürüklenen çocuk ...'nin suçun işlendiği apartmanda bulunan başka bir dairede ikamet ettiği gözetildiğinde apartmanın ortak alanına girmeye hakkı olduğundan unsurları oluşmayan konut dokunulmazlığını ihlal suçundan beratine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hükümlülük kararı verilmesi,2-Sanık ...'ın, suça sürüklenen çocukla birlikte apartmanın kömürlük kısmında bulunan müştekiye ait kilit altına alınarak ayrılmış bölümden kömür çalması fiili nedeniyle hırsızlık suçundan cezalandırılmasının yanında, 5237 sayılı TCK'nın 40/1. maddesinde yer alan bağlılık kuralı gereğince suça sürüklenen çocuk ...'nin durumundan yararlanmayacağı göz önüne alınarak, hırsızlık amacıyla apartmanın ortak alanına girmesinden dolayı sübuta eren konut dokunulmazlığını ihlal suçundan hakkında aynı Kanunun 119/1-c maddesi ile uygulama yapılmayacağının, gözetilmemesi,3-Uygulamaya göre de; fiili kesinti gerçekleştikten ve araya zaman aralığı girdikten sonra işlenen konut dokunulmazlığını ihlal eylemleri nedeniyle 5237 sayılı TCK'nın 43/1 maddesi uygulanmayarak eksik cezaya hükmedilmesi, 4-18 yaşından küçük suça sürüklenen çocuk ... hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 35. maddesi gereğince alınan sosyal inceleme raporu için yapılan 100 TL. masrafın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6/3-c maddesi gereğince suça sürüklenen çocuğa yargılama gideri olarak yükletilemeyeceğinin düşünülmemesi,5-Sanık ... hakkında kurulan hükümde, Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 günlü, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan kısmi iptal kararı uyarınca, 5237 sayılı TCK 53. madde 1. fıkra (b) bendinde düzenlenen “seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına” hükmünün iptal edilmesi nedeniyle uygulanamayacağının gözetilmesi zorunluluğu,Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz istemleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK’un 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın korunmasına, 17.05.2016 tarihinde (D) bendinin (1) ve (2) numaralı bozma sebepleri bakımından oyçokluğuyla, diğer hükümler bakımından ise oybirliğiyle karar verildi.