Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 8471 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 11098 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını bozmakHÜKÜM : MahkumiyetMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:Dairemizce de benimsenen ve Y.C.G.K.'nın 26.03.2013 günlü, 2012/6-1232 esas ve 2013/106 karar sayılı içtihadında belirtildiği üzere, çalınan malın 3. kişiye satılması halinde; 5237 sayılı TCK’nın 168. maddesinin uygulanabilmesi için hırsızlık suçunun failinin, sattığı yeri veya kişiyi söyleyerek çalınan malın, hırsızlık suçunun mağduruna iadesini sağlamasının tek başına yeterli olmadığı, failin bizzat pişmanlık göstererek, satın alan iyiniyetli ise; sattığı yeri veya kişiyi söyleyerek çalınan malın hırsızlık suçunun mağduruna iadesini sağlamasının yanında aynen geri verme veya tazmin suretiyle satın alanın zararını da gidermesi, kötü niyetliyse; satın alandan elde ettiği para veya sağladığı menfaati, kazanç müsaderesine konu edilmek üzere soruşturma makamlarına teslim etmesi gerekir. Esasen iyiniyetli olan satın alanda bulunan ve hırsızlık suçuna konu olan eşyaya elkonulamaz. Hırsızlık suçuna konu eşyaya elkonulmasına rağmen, failin satın alandan aldığı para veya sağladığı menfaatin satına alana iade edilmemesi halinde, satın alana Devlet eliyle haksızlık yapılmış olur.Somut olayda, satın alan TCK'nın 165. maddesindeki suçun faili olmakla kötüniyetli olduğundan hırsızlık suçunun faili, çaldığı malı sattığı yeri söyleyerek suç konusu eşyanın mağdura iadesini sağlamışsa da satın alandan elde ettiği parayı kazanç müsaderesine konu edilmek üzere soruşturma makamlarına teslim etmediğinden aynı Yasa'nın 168. maddesinin uygulanma koşulları oluşmadığı için tebliğnamede bu hususta bozma isteyen düşünce benimsenmemiştir.Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak;Baroya yazı yazılarak sanığa savunmasını yapmak üzere zorunlu müdafii görevlendirilmesi nedeniyle, müdafiiye ödenen avukatlık ücretinin, dosyadaki bilgilerden düzenli mali geliri bulunmadığı anlaşılan sanığa yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilmesi suretiyle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesindeki düzenlemeye aykırı davranılması,Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle kısmen tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 Sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 Sayılı CMUK'un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, yargılama giderlerine ilişkin hüküm fıkrasında “soruşturma aşaması müdafii gideri 148,00 TL, kovuşturma aşaması müdafii gideri 254,00 TL” kısmının ve “toplam 487,00 TL” kısmının çıkarılarak yerine “ toplam 85,00 TL” yazılması suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 11.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.