MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hırsızlık, mala zarar verme, işyeri dokunulmazlığını ihlalHÜKÜM : MahkumiyetMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: I-Sanık hakkında katılan ...'a yönelik mala zarar verme suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelenmesinde; Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre sanık ...'nin temyiz istemi yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA, II-Sanık hakkında müşteki ...'a yönelik hırsızlık, işyeri dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz incelenmesine gelince; Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-Müştekinin, 19.11.2008 tarihli celsede alınan beyanında, işyerinden yapılan hırsızlık nedeniyle 1.000 TL, giriş kapısı camının ve kilidinin kırılması sebebiyle 200 TL olmak üzere toplam 1.200 TL zararının olduğunu beyan ettiği, 22.12.2008 tarhli dilekçesinde 1.200 TL'nin sanık tarafından kendisine ödendiğini belirttiği, yine 08.05.2013 tarihli celsede de bu beyanını tekrarladığının anlaşılması karşısında, hırsızlık ve mala zarar verme suçlarına yönelik olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 168/2. maddesinin uygulanma koşulları oluştuğu halde yazılı şekilde karar verilmesi, 2-19.11.2008 tarihli celsede, müştekinin zararı giderildiği takdirde uzlaşmayı kabul ettiğini, sanığın da müştekinin zararını ödemek suretiyle uzlaşmayı kabul ettiğini beyan ettikleri, zararın giderildiği, suç tarihi itibariyle işyeri dokunulmazlığının ihlali suçunun da uzlaşma kapsamında olduğu gözetildiğinde, zararın giderilmesinden sonraki süreçte taraflar arasında 5271 sayılı CMK'nın 253 ve 254. maddeleri gereğince uzlaştırma girişiminde bulunulmaksızın hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz istemi bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 05.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.