MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali, mala zarar vermeHÜKÜM : MahkumiyetMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:I-Sanık ... hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde;Hükmolunan cezanın miktar ve türüne göre; 21/07/2004 tarihinde yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanunun 3-B maddesiyle değişik 1412 sayılı CMUK’un 305/1. maddesi gereğince hüküm tarihine göre temyizi olanaklı olmadığından sanık ... müdafiinin temyiz isteğinin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi gereğince tebliğnameye uygun olarak REDDİNE, II-Sanık ... hakkında katılan ... A.Ş. ,müştekiler ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...’ye yönelik hırsızlık suçundan, müştekiler ..., ... ve ...’e yönelik konut dokunulmazlığını ihlal suçundan, sanık ... hakkında katılan ... A.Ş. müştekiler ..., ...,..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...’ye yönelik hırsızlık suçundan,müştekiler ..., ... ve ...’e yönelik konut dokunulmazlığını ihlal suçundan, müştekiler ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...’a yönelik mala zarar vermek suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde;Hırsızlık suçundan kurulan hükümlerin 7. bendinde, müşteki ...’e yönelik hırsızlık suçundan kurulan hükümde, müşteki isminin sehven ... olarak yazıldığı anlaşılmış ise de, maddi hata niteliğinde kabul edilmekle mahallinde düzeltilebilmesi mümkün görülmüş olup bozma nedeni yapılmamıştır.Katılan ... A.Ş’ne yönelik hırsızlık suçundan kurulan hükümde, sanıkların eyleminin 5237 sayılı TCK'nın 142/1-a maddesine uyan suçu oluşturduğu gözetilmeden, aynı Yasanın 141/1. maddesi ile uygulama yapılması, karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.Konut dokunulmazlığını ihlal suçundan kurulan hükümlerde, birden fazla kişi ile birlikte konut dokunulmazlığını ihlal ettiği anlaşılan sanıklar hakkında TCK'nın 119/1-c maddesinden artırım yapılmaması, karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.Ancak;1-Sanıklar hakkında, müştekiler ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...’e yönelik hırsızlık suçlarından kurulan hükümlerde, TCK’nın 142/1-b, 143/1 ve 62’nci maddeleri uyarınca hükmolunması gereken netice cezanın ayrı ayrı ( 1-yıl 11-ay 10-gün ) hapis cezası olması gerektiği halde TCK’nın 62/1. maddesinin uygulanması sırasında hesap hatası yapılarak yazılı şekilde fazla ceza tayin edilmesi,2-Sanık ... hakkında kurulan hükümlerde, TCK’nun 53. maddesinin 2. fıkrası uyarınca hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar aynı maddenin 1. fıkrasında öngörülen hakları kullanmaktan yoksun kılınmasına, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca da kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından, söz konusu yasaklamanın koşullu salıverilen sanıklar hakkında uygulanmamasına, karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde uygulama yapılması;3-Sanık ... hakkında kurulan hükümlerde, 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin 3. fıkrasına göre, uzun süreli hapis cezası ertelenenler hakkında, aynı maddenin 1. fıkrasının (c) bendinde öngörülen kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından hak yoksunluğu uygulanamayacağının gözetilmemesi ,Bozmayı gerektirmiş, sanık Osman Yılmaz müdafii ve sanık ...’in temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye kısmen aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasında, sanıklar ... ve ... hakkında müştekiler ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...’e yönelik hırsızlık suçlarından kurulan hükümlerde, TCK’nın 142/1-b, 143/1 ve 62/1’nci maddelerine göre verilen ( neticeten 1-yıl 11-ay 20-gün hapis cezasının) ayrı ayrı (neticeten 1-yıl 11-ay 10-gün hapis cezası) olarak belirlenmesi suretiyle, yine sanıklar hakkında “ TCK’nun 53. maddesinin uygulanmasına ’’ ilişkin bölümlerin çıkarılarak, yerine sanık ... hakkında kurulan hüküm fıkrasında ‘‘ TCK’nın 53/1. maddesinde belirtilen ve TCK’nın 53/3. maddesindeki kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri dışındaki haklardan sanığın mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar; TCK’nın 53/3. maddesi gözetilerek TCK’nın 53/1-c maddesi uyarınca kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise koşullu salıverilme tarihine kadar yoksun bırakılmasına ’’ cümlesinin eklenmesi, sanık ... hakkında kurulan hüküm fıkrasında ise “ kasten işlemiş olduğu suçtan hapis cezasıyla mahkûmiyetinin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin “a,b,c,d,e” bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına, TCK'nın 53/3. maddesi uyarınca kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından hak yoksunluğunun uygulanmamasına “ cümlesinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve Yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, III-Sanıklar ... ve ... hakkında müştekiler ..., ..., ... ve ...’ ya yönelik hırsızlık suçundan ve müşteki ...’a yönelik konut dokunulmazlığını ihlal suçundan, sanık ... hakkında müştekiler ..., ..., ... ve ...’ya yönelik mala zarar verme suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde;Sanıkların aşamalarda değişmeyen savunmalarında suçlamayı kabul etmemeleri ,çalınan eşyaların sanıkların suç tarihinde kolluk görevlileri tarafından yakalanan araçlarında da ele geçmemesi nazara alındığında, sanıkların hükümlülüğüne yeterli, hukuka uygun, kuşkudan uzak, kesin ve inandırıcı kanıt bulunmadığı gözetilmeden, yüklenen suçlardan beraatları yerine yerinde olmayan gerekçe ile yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafii ve sanık ...’in temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 29/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.