MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Karşılıksız yararlanma, mühür bozmaHÜKÜM : BeraatMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:1- Sanık hakkında karşılıksız yararlanma suçundan kurulan 07.02.2013 tarih 2012/578E 2013/87K sayılı hükmün temyiz incelemesinde;a-Sanık hakkında kuruma abone olmadan sayaçtan geçirmek suretiyle elektrik kullandığına dair kaçak elektrik tespit tutanağının düzenlenmesi karşısında; sanığın meskeninde kullanılan elektrik sayacının tüketimi eksik gösterip göstermediği veya sayaca tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde müdahale edilip edilmediğinin tespit edilebilmesi için kuruma kaydı bulunmayan sayacın kullanıcı tarafından istenildiği zaman değiştirilmesinin mümkün olduğu da dikkate alınarak; sanığın hangi tarihten itibaren kurumda kaydı bulunmayan sayacı kullandığının kesin olarak saptanması, sanık suça konu yerde halen oturmak ise keşif yapılıp kurulu güç belirlenmek suretiyle; oturmuyor ise tespit tutanağında belirtilen devreden geçen akım miktarına göre yine tespit tutanağında belirtilen endeks değerinin uyumlu olup olmadığı ve usulsüz kullanım bedeli konusunda teknik bilirkişiden rapor alınıp, sanığın karşılıksız yararlanma kastıyla hareket edip etmediği değerlendirilerek, suç kastının varlığı halinde, 02.07.2012 tarihinde kabul edilerek, 28344 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava Ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun Geçici 2. maddesinin l. fıkrası uyarınca aynı maddenin 2. fıkrası gereğince, şikayetçi kurumun zararını tazmin etmesi halinde sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gözetilerek, sanığın kurumun zararını giderip gidermediği sorularak, gidermediğinin tespiti halinde, “bilirkişi tarafından tespit edilecek normal tarifeye göre vergiler dahil, cezasız kaçak kullanım bedeline ilişkin zararı gidermesi halinde 6352 sayılı Yasının Geçici 2/2 maddesi gereğince hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verileceğine” dair bildirimde bulunularak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, b- Dosya içeriğinden ve gerekçeli karardan yargılamaya konu tutanak dışında aynı yerle ilgili olarak sanık hakkında başka tespit tutanaklarının da düzenlendiğinin anlaşıldığı, gerçeğin şüpheye yer vermeyecek şekilde açığa çıkartılması, zincirleme suç hükümlerinin uygulama yerinin tespiti ile varsa mükerrer cezalandırılmanın önüne geçilmesi, 6352 sayılı Kanun'un geçici 2. maddesi ile getirilen düzenleme yönünden haksız yere hak kaybına uğranmasının önlenmesi bakımından, sanık hakkında açılan her bir dava dosyasının suç ve iddianame tarihleri, kesinleşip kesinleşmedikleri tereddüte mahal bırakmayacak şekilde belirlenip, tutanaklar arasındaki süre dikkate alındığında sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 43. maddesinin uygulanması gerekebileceği nazara alınarak öncelikle birleştirme olanağı varsa dosyalar birleştirilerek, birleştirme olanağı mümkün olmadığı taktirde dava dosyalarının bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dosya içine konulması sağlanarak, kesinleşen dosyadaki ceza miktarları mahsup edilerek TCK'nın 43. maddesinin uygulanması koşulları tartışılıp değerlendirilmeden sanık hakkında eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA,2- Sanık hakkında mühür bozma suçundan kurulan 17.04.2012 tarih 2011/962E 2012/210 K sayılı hükmün temyiz incelemesinde;5237 sayılı TCK'nın 203. maddesindeki mühür bozma suçunun karşılıksız yararlanma suçunun unsuru yada ağırlaştırıcı nedeni olmayan bağımsız bir suç olarak düzenlendiği gibi mühür bozma suçunun oluşumu için de karşılıksız yararlanma suçunun unsur olmadığı gözetilerek değerlendirme yapılıp, katılan kurumdan mühürleme tutanağı sorulup sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde sanığın beraatine karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları ile tebliğnamedeki düşünce bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 19.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.