MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hırsızlık , mala zarar verme, işyeri dokunulmazlığını ihlalHÜKÜM : MahkumiyetMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:I-Sanık hakkında müşteki ...'e yönelik 10.7.2011 ve 2.2.2012 tarihli mala zarar verme suçlarıyla ilgili olarak kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde, 2.2.2012 olan suç tarihinin 5271 sayılı CMK nın 232/2-c maddesine aykırı olarak gerekçeli karar başlığında gösterilmemiş olması mahallinde eklenebilir eksiklik olarak kabul edilmiştir. Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre sanık ...'ün temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle eleştiri dışında usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA, II-Sanık hakkında müşteki ...'e yönelik 10.7.2011 ve 2.2.2012 tarihli hırsızlık ve işyeri dokunulmazlığını ihlal suçlarıyla ilgili olarak kurulan hükümlerin temyiz incelemesine gelince, Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre; atılı suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.Ancak;1-Sanığın, 10.7.2011 tarihinde müştekinin işyerinden çaldığı telefonlardan 3 tanesini kendi iradesi ile kolluğa teslim ederek bu şekilde ele geçirilen bir kısım telefonların müştekiye iadesini sağladığının anlaşılması karşısında, müştekinin yapılan kısmi iade nedeniyle ceza indirimine rızasının bulunup bulunmadığı sorularak, sonucuna göre, 5237 sayılı TCK.nun 168/2. maddesi kapsamında sanık hakkında değerlendirme yapılması zorunluluğunun gözetilmemesi, 2-5237 sayılı TCK'nın 61/1. maddesine göre malın değerinin az ya da çok olması, cezanın temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşmak için bir kriter olup, hırsızlık suçuna konu malın değerinin az olmasının TCK'nın 145. maddesinde ayrı olarak düzenlenmesi, kanun koyucunun hırsızlık suçunda malın değerinin az olmasına verdiği önemi göstermektedir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 15.12.2009 gün ve 6/242-291 sayılı içtihadında belirtildiği üzere, "...daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak az olan şeyi alma" görüşünün, TCK'nın 145. madde uygulamasında bütünüyle reddedilmesi mümkün değil ise de, maddenin, yalnızca bu tanımlamayla sınırlandırılması da olanaklı değildir. 145. maddenin gerek ilk şekli, gerekse değiştirilmiş biçimi; ortak tanımlama ile, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan değerin az olmasını temel almaktadır. TCK'nın 145. maddesine göre, faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması yeterli olup, hâkim indirim oranını TCK'nın 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “işlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” olacak şekilde saptamalıdır. Değer azlığı nedeniyle ceza vermekten vazgeçme kararı verilecek ise; malın değerinin azlığı yanında “suçun işleniş şekli ve özellikleri” de dikkate alınmalıdır. TCK'nın 145. maddesinin uygulanmasında hâkime takdir hakkı tanınmış olup, hâkim takdir hakkını kullanırken keyfiliğe kaçmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle uygulama yapmalıdır. Somut olayda ise; müştekinin, işyerinden 2.2.2012 tarihinde meydana gelen hırsızlık olayında çalınan 3 adet telefonun hurda niteliğinde olup, tamir amacıyla müşteriler tarafından bırakılan telefonlardan olduğu ve 10-15 TL değerinde oldukları yolundaki beyanı gözetildiğinde, sanık hakkında, suçun işleniş şekli ve özellikleri itibariyle ceza vermekten vazgeçilemeyecek ise de, 2.2.2012 tarihli hırsızlık eyleminin konusunu oluşturan malın değerinin az olması nedeniyle TCK'nın 145. maddesi gereğince verilen cezadan belirlenecek oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,3-5271 sayılı CMK'nın 231/6-c maddesinde öngörülen zararın maddi zarar niteliğinde olup manevi zararı kapsamadığı, bu itibarla maddi zarar doğurmayan ya da doğurma ihtimali bulunmayan suçlarda bu koşulun aranmasına gerek bulunmadığı, sanığın suç tarihlerinde sabıkasız olduğu ve işyeri dokunulmazlığının ihlali suçunda mahiyeti itibariyle tazmini gerektirir bir zarar da bulunmadığı gözetilmeden işyeri dokunulmazlığını ihlal suçundan kurulan hükümlerde, aynı yasanın 231/b bendinde yer alan ölçütün tartışılıp değerlendirilerek karar verilmesi yerine, zararın karşılanmaması gerekçe gösterilerek yetersiz ve yerinde olmayan gerekçe ile CMK.nın 231/5 maddesinin uygulanmaması, 4-Bu dava sebebiyle yapılan 16,25 TL davetiye giderinin 6352 sayılı yasanın 100. maddesi ile CMK'nın 324. maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen cümle gereğince, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutardan az olduğunun ve bu nedenle sanığa yargılama gideri olarak yükletilmeyeceğinin değerlendirilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ile o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye ksımen uygun olarak BOZULMASINA, 17.3.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.