Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4775 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 35450 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hırsızlık, mala zarar verme, iftiraHÜKÜM : MahkumiyetMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:I-Sanık hakkında işyeri dokunulmazlığını ihlal ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde; Mala zarar verme suçu yönünden hükmolunan cezanın miktar ve türüne göre; 21/07/2004 tarihinde yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanunun 3-B maddesiyle değişik 1412 sayılı CMUK'un 305/1. maddesi gereğince hüküm tarihine göre temyizi olanaklı olmadığından sanık ...'ın temyiz isteği ile işyeri dokunulmazlığını ihlal suçundan kurulan hüküm yönünden, o yer Cumhuriyet Savcısının Asliye Ceza Mahkemesi kararına karşı “30 gün” içinde temyize gitmesi gerektiği halde, 9.4.2013 tarihli kararı UYAP evrak kaydına göre 4.6.2013 tarihinde temyiz ettiği ve yasal temyiz süresini geçirdiği anlaşılmakla, o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz isteğinin 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi gereğince tebliğnameye uygun olarak AYRI AYRI REDDİNE, II-Sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde;Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre sanık ...'ın temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA, III-Sanık hakkında iftira suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince; 1-İddianamedeki nitelendirmeye ve sevk maddelerine göre; sanık hakkında iftira suçundan dava açılmadığı halde ek savunma ile dava konusu dışına çıkılarak, yazılı şekilde hüküm kurulması suretiyle 5271 sayılı CMK'nın 225/1. maddesine aykırı davranılması,Kabule göre de, 2-Dosya kapsamından, müştekinin müracaatında, marangoz atölyesi işyerinden bir kısım malzemelerin çalındığı, yaklaşık 10 gün önce işten çıkardığı...'ten şüphelendiğini söyleyip, şikayette bulunduğu, bunun üzerine ... hakkında soruşturmaya başlanıp, kamu davası ikame edildiği, yargılama aşamasında, hırsızlık eylemini ....'ün kardeşi olan sanık ...'in gerçekleştirdiğinin anlaşılması üzerine... hakkında beraat kararı verilip, sanık ... hakkında suç duyurusunda bulunulduğu, sanığın aşamalarda atılı hırsızlık suçunu kabul etmediği, abisinin bilgilerini kullanarak kendi resmini yapıştırmak suretiyle oluşturduğu kimliği kullandığını ancak bu olayla ilgili ceza aldığını söylediği, dosya içinde örneği bulunan ve suç tarihi 20.1.2009 tarihi olan ... Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/133 Esas 2010/339 Karar sayılı kararın incelenmesinde, sanığın abisi olan...'e ait kimlik bilgilerini kullanması nedeniyle açılan kamu davası sonrası yapılan yargılama neticesi sanığın adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiğinin anlaşıldığı, müştekinin dinlenmesinde, sanığın, kendini ... olarak tanıttığı, “kimlikte ... yazar ancak beni ... olarak tanırlar” dediği yolunda beyanda bulunduğu, başkasına ait kimlik bilgilerini kullanma ve iftira suçlarında, “İşlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimliği veya kimlik bilgilerini kullanma” ve “işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat etme” eylemlerinin suçun kanuni tanımından yer aldığı, sanığın, müştekiye yönelik hırsızlık suçunun sonuçlarından kurtulabilmek amacıyla abisine ait kimlik bilgilerini kullanma fiilinden bahsedilmeyeceği gibi abisinin atılı suçu işlemediğini bildiği halde iftira eyleminde de bulunmadığı, sanığın abisi hakkında soruşturma ve kovuşturma aşamasında hürriyeti bağlayıcı bir tedbir veya cezaya hükmedilmediğinin de anlaşılması karşısında yüklenen suçun unsurlarının oluşmaması nedeniyle beraat kararı verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde sanığın mahkumiyetine dair hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ...'in temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 17.3.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.