MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : HırsızlıkHÜKÜM : MahkumiyetMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:I-Sanık ... müdafiinin temyiz talebinin incelenmesinde;Hükmün, cezaevindeki sanığın kendi imzasına usulüne uygun olarak 08/07/2014 tarihinde tebliğ edildiği halde, sanık müdafinin CMUK'un 310. maddesinde öngörülen bir haftalık yasal süre geçtikten sonra 22/08/2014 tarihinde hükmü temyiz ettiği anlaşılmakla, temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi gereğince tebliğnameye uygun olarak REDDİNE, II-Sanık ... hakkında kurulan hükümlerin incelemesinde ise;Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.Ancak;1-Olay tarihinde katılanın işyerinden geceleyin kasayı çalan sanığın eyleminin 765 sayılı TCK'nın 493. Ve 522 (suça konu malların değerlerinin pek fahiş olduğu da gözetilerek) ve 5237 sayılı TCK'nın 142/1-b maddelerine uyan hırsızlık suçunun yanı sıra aynı yasanın 116/2, 116/4., 119/1-c maddelerine uyan işyeri dokunulmazlığının ihlali suçunu da oluşturması karşısında, 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK’nın ilgili maddeleri uyarınca Yargıtay denetimine olanak verecek şekilde ayrı ayrı uygulamalar yapılıp, cezalar belirlenip, sonuç cezaların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle lehe yasa değerlendirmesi yapılmasında zorunluluk bulunduğu gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,2-Kabule göre de; hırsızlık suçuna konu eşyanın önem ve değeri ile meydana gelen zararın ağırlığı dikkate alınarak 5237 sayılı TCK'nın 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken alt sınırdan uzaklaşılırken hakkaniyete uygun olarak, alt sınırdan daha fazla miktarda uzaklaşılması gerekirken daha az uzaklaşılarak hüküm kurulması,3-Sanık hakkında TCK’nın 53/1. maddesinin (c) fıkrasındaki velayet hakkından, vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun, kendi altsoyu açısından koşullu salıverme tarihine; kendi altsoyu dışındaki kişiler yönünden ise, cezasının infazı tamamlanıncaya kadar süreceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK’un 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkının korunmasına, 16.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.