MAHKEMESİ :Çocuk MahkemesiSUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal, mala zarar vermeHÜKÜM : MahkumiyetMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:Adli emanet eşyası hakkında bir karar verilmemiş ise de mahallinde karar verilmesi mümkün görülmüştür. I-Suça sürüklenen çocuk hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükmün temyiz incelenmesinde; Mala zarar verme suçundan hükmolunan neticeten 2.000 TL adli para cezasına ilişkin hüküm miktar itibariyle 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK'un 305/1. maddesi uyarınca kesin olup temyiz kabiliyeti bulunmadığından suça sürüklenen çocuk ... ile müdafiinin temyiz istemlerinin aynı Yasanın 317. maddesi gereğince REDDİNE, II-Suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün temyiz incelenmesinde; Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.Ancak; Katılanın 26.04.2012 tarihli celsede alınan beyanında, olay günü saat 13:00-14:00 sıralarında evden ayrılıp, aynı gün saat 22:00-23:00 sıralarında eve geldiğinde hırsızlık olayını fark ettiğini söylediği, aşamalarda suçunu ikrar eden suça sürüklenen çocuğun ise olay saatine ilişkin herhangi bir açıklamada bulunmadığının anlaşılması karşısında, hırsızlık eyleminin gece sayılan zaman dilimi içerisinde gerçekleştiğinin kesin olarak belli olmaması nedeniyle, şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereği eylemin gündüz vakti işlendiğinin kabulü ile hüküm kurulması gerekirken, suç saati kesin olarak tespit edilmeden, 5237 sayılı TCK'nın 143. maddesince artırım yapılarak fazla ceza tayin edilmiş olması, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... ile müdafiinin temyiz istemleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi yollamasıyla, 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından 5237 sayılı TCK'nın 143. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkartılarak, aynı yasanın 142/1-b ve 31/3. maddeleri gereğince sonuç cezanın 2 yıl hapis cezası olarak belirlenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, III-Suça sürüklenen çocuk hakkında konut dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hükmün temyiz incelenmesine gelince;Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir. Ancak; Katılanın 26.04.2012 tarihli celsede alınan beyanında, olay günü saat 13:00-14:00 sıralarında evden ayrılıp, aynı gün saat 22:00-23:00 sıralarında eve geldiğinde hırsızlık olayını fark ettiğini söylediği, aşamalarda suçunu ikrar eden suça sürüklenen çocuğun ise olay saatine ilişkin herhangi bir açıklamada bulunmadığının anlaşılması karşısında, konut dokunulmazlığının ihlali eyleminin gece sayılan zaman dilimi içerisinde gerçekleştiğinin kesin olarak belli olmaması nedeniyle, şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereği eylemin gündüz vakti işlendiğinin kabulü ile hüküm kurulması gerekirken, suç saati kesin olarak tespit edilmeden, 5237 sayılı TCK'nın 116/1 maddesi yerine 116/4 maddesinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayin edilmiş olması, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... ile müdafiinin temyiz istemleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 02.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.