MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hırsızlık, mala zarar vermek, işyeri dokunulmazlığının ihlali, suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesiHÜKÜM : MahkumiyetMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:I-Sanıklar ... ve ... hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde;5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 106. maddesine göre, çocuk sanıklar hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi halinde hapse çevrilemeyeceği hususu gözetilmeden sanıklar hakkında kurulan mahkumiyet hükmünde tayin edilen adli para cezasının ödenmemesi halinde hapis cezasına çevrileceği belirtilerek yazılı şekilde hüküm kurulması ile ilgili olarak kanun yararına bozma yoluna gidilmesi olanaklı görülmüştür.Hükmolunan cezanın miktar ve türüne göre; 21/07/2004 tarihinde yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanunun 3-B maddesiyle değişik 1412 sayılı CMUK’un 305/1. maddesi gereğince hüküm tarihine göre temyizi olanaklı olmadığından sanıklar ... ve ... müdafiilerinin temyiz isteğinin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi gereğince tebliğnameye uygun olarak REDDİNE, II-Sanıklar ... ve ... hakkında işyeri dokunulmazlığını ihlal suçundan ,sanık ... hakkında suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde;Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.Ancak;1-Sanık ... hakkında kurulan hükümde, 5237 sayılı TCK.nun 53/1. maddesinin (c) fıkrasındaki, kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yoksunluğun koşullu salıverme tarihine kadar süreceğinin gözetilmemesi suretiyle aynı maddenin üçüncü fıkrasına aykırı davranılması,2-6352 sayılı Yasanın 100. maddesi ile CMK'nın 324. maddesinin 4. fıkrasına eklenen cümle gereğince, yargılama gideri olarak tahsiline karar verilen toplam 10-TL'nin 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutardan az olduğunun ve bu nedenle sanıklara yargılama gideri olarak yükletilemeyeceğinin gözetilmemesi,3-Suç tarihi itibariyle 18 yaşından küçük olan sanıklar ... ve ... ‘in savunması için yasa gereği görevlendirilen müdafiilere ödenen ücretin sanıklardan tahsil edilemeyeceği gözetilmeden ,sanıklara yüklenen yargılama giderine bu ücretin de dahil edilmek suretiyle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesindeki düzenlemeye aykırı davranılması,Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ... müdafileri ile sanık ...’in temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye kısmen aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden , 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK'un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanık ... hakkında kurulan hüküm fıkrasından ‘‘ TCK’nun 53/1. maddesinin uygulanmasına ’’ ilişkin bölümün çıkarılarak, yerine ‘‘ TCK’nun 53/1. maddesinde belirtilen ve TCK’nun 53/3.maddesindeki kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri dışındaki haklardan sanığın mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar; TCK’nun 53/3. maddesi gözetilerek TCK’nun 53/1-c maddesi uyarınca kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise koşullu salıverilme tarihine kadar yoksun bırakılmasına ’’ tümcesinin eklenmesi suretiyle, yine “ yargılama gideri olarak belirlenen 10-TL’nın sanıklardan müteselsilen tahsiline ” ve “ soruşturma ve kovuşturma aşamalarında zorunlu müdafii ücreti olarak hesaplanan 403-TL tutarındaki meblağın sanıklar... ve...’den ayrı ayrı tahsiline ” ilişkin bölümlerin hükümden çıkartılarak ,yerine '' yargılama gideri olarak hesaplanan 10-TL'nin, CMK'nın 324/4 maddesine 6352 sayılı Kanunun 100. maddesiyle eklenen değişiklik doğrultusunda hazineye yükletilmesine '' cümlesinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, III-Sanıklar ... ve ... hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde;Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.Ancak;07.03.2010 tarih ve saat: 13.30 ibareli emniyet olay, yakalama, geçici muhafaza altına alma ve teslim tesellüm tutanağı içeriği ile müştekinin mahkemede alınan beyanlarından anlaşıldığı üzere, iş bu dosyada suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan yargılanarak beraat eden sanık ...’da suça konu tüplerden 2 tanesinin bulunduğunun görülmesi ve bu kişinin de tüpleri daha sonradan gerçek kimliği tespit edilen sanık ...’tan satın aldığını beyan etmesi üzerine, emniyet tarafından yapılan çalışmalar neticesinde aynı akşam sanıklar ... ve ...’in birlikte görülerek yakalandıkları, sanıklara olay anlatıldığında ,sanık ...’ın diğer sanıklar tarafından kendisine getirilen 11 adet tüpü sattığı veya sakladığı yerleri kolluk görevlilerine tek tek beyan ederek veya göstererek müştekiye iadesini sağladığı, kolluk görevlileri tarafından buna ilişkin olarak tutulan sözkonusu tutanağın diğer sanıklar... ve ... tarafından da imza altına alındığı ve içeriğinin hiçbir aşamada reddedilmediği, bu surette suçlarını samimi olarak ikrar eden sanıklar ...ve ...’in müştekinin hırsızlık suçundan kaynaklı zararını kısmen giderdiklerinin anlaşılması karşısında, müştekinin yapılan kısmi iadeye rızasının bulunup bulunmadığı sorularak 5237 sayılı TCK’nın 168/1-4. maddesi kapsamında sanıklar hakkında değerlendirme yapılması zorunluluğunun gözetilmemesi,Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ... müdafilerinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 12.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.