MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını ihlal HÜKÜM : MahkumiyetMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:Sanığın 27.09.2013 tarihli dilekçesinin eski hale getirme ve temyiz niteliğinde olduğu ve bu konuda karar verme yetkisinin Yargıtay'a ait olduğunun anlaşılması karşısında; temyiz talebinin reddine ilişkin 04.10.2013 tarihli ek karar kaldırılarak yapılan incelemede;7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 19.maddesine göre cezaevinde bulunan sanığa gerekçeli kararın bizzat tebliğ edilmesi gerekirken, vasisine yapılan tebligatın usulsüz olması nedeniyle sanığın temyiz isteminin öğrenme üzerine süresinde olduğu kabul edilip eski hale getirme isteminin kabulüne karar verilerek yapılan incelemede;Katılan ...'in 04.05.2011 tarihli oturumda alınan beyanında, işyerinin muhasebe bürosu olarak kullanılan kısmının işyerinden duvarlarla ayrılmış, ayrı kapısı olan bir yer olup, buraya izinsiz girilemeyeceğini belirtmesi karşısında, mahkemece sanık hakkında işyeri dokunulmazlığını bozma suçundan da hüküm kurulmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından, yine sanığın adli sicil kaydında gözüken Manisa 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 04.02.2010 tarih, 2009/106-2010/51 sayılı ilamının dosya içerisine getirtilen ilam ve eklerinden anlaşıldığı üzere Yargıtay'a temyiz talebinin incelenmesi için gönderildiği, UYAP'tan yapılan sorgulamada da anılan dosyanın Yargıtay'da bulunduğunun anlaşılması karşısında; tebliğnamedeki anılan hususlar ile ilgili düşüncelere iştirak edilmemiş, 02.07.2010 tarihli CD izleme tutanağı içeriğine göre, sanığın işyerinin muhasebe bürosuna girip oda içerisindeki tüm masa çekmecelerini kurcaladıktan sonra katılan ...'e ait cep telefonunu çekmeceden aldığı, ayrıca katılan ...'in şarja taktığı cep telefonunu da alarak olay yerinden ayrıldığı, sanığın cep telefonlarının birden fazla kişiye ait olabileceğini bilebilecek durumda olduğu, bu nedenle sanığın eyleminin iki ayrı hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden eylemin tek suç kabul edilerek TCK'nın 43. maddesi ile sanık hakkında uygulama yapılması karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.Ancak;1-Katılan ... vekilinin, katılanın yaşı nedeniyle mahkemenin isteği üzerine Baro tarafından atandığının anlaşılması karşısında, katılan lehine vekalet ücretine hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi, 2-Sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin (c) fıkrasındaki velayet hakkından, vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun, kendi altsoyu açısından koşullu salıverme tarihine; kendi altsoyu dışındaki kişiler yönünden ise, cezasının infazı tamamlanıncaya kadar süreceğinin gözetilmemesi,3-6352 sayılı yasanın 100. maddesi ile CMK'nın 324. maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen cümle gereğince, sanığa yüklenen yargılama giderinin 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutardan az olması,Bozmayı gerektirmiş, sanık ....'in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye kısmen uygun kısmen aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasında yer alan ''53. maddenin uygulanmasına’’ ilişkin bölümler çıkarılarak yerlerine ‘‘53/1. maddesinde belirtilen ve 53/3. maddesindeki kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri dışındaki haklardan sanığın mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar; 53/3. maddesi gözetilerek 53/1-c maddesi uyarınca kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise koşullu salıverilme tarihine kadar yoksun bırakılmasına’’ cümlelerinin eklenmesi, yargılama gideri ile ilgili bölümde yer alan ''sanıktan tahsiline'' ibaresinin çıkarılarak, yerine ''6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutardan az olması nedeniyle 5271 sayılı CMK'nın 324/4. maddesi uyarınca Devlet Hazinesine yüklenmesine” ibaresinin eklenmesi suretiyle, yine "1100 TL avukatlık ücretinin sanıktan alınarak katılan ...'ya verilmesine" ilişkin cümlenin çıkarılması suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 10.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.