Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3079 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 15787 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : ... Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : HırsızlıkHÜKÜMLER : MahkumiyetMahalli mahkemece verilen hükümlerin temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir. Ancak;1- Hırsızlık suçuna konu eşyanın önem ve değeri, meydana gelen zararın ağırlığı dikkate alınarak 5237 sayılı TCK'nın 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken alt sınırdan hüküm kurulması, 2- TCK'nın 54. maddesi uyarınca suçta kullanılan sanık ... ...'a ait olduğu belirtilen ve kasasında tren hattında kullanılan tel parçası ve demir aparatın bulunduğu ... ... ... plaka sayılı kırmızı renkli ... marka ve olay mahallinde olan sanık ... ...'e ait olduğu belirtilen ... ... ... plaka sayılı, içerisinde tren yoluna ait malzemelerin bulunduğu araçların müsaderesine ilişkin dava açılmasının sağlanması ve açıldığı takdirde birleştirilmesi ve birlikte değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, 3- Kısa süreli olmayan erteli hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak, Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 günlü, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan kısmi iptal kararı uyarınca, 5237 sayılı TCK 53. madde 1. fıkra (b) bendinde düzenlenen “seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına” hükmünün iptal edilmesi nedeniyle uygulanamayacağının gözetilmesi zorunluluğu ve kasten işlemiş oldukları suç dolayısıyla hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanıklar hakkında ise, mahkûm oldukları hapis cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar aynı maddenin 1. fıkrasının (c) bendindeki, kendi altsoyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yoksunluğun uygulanamayacağı, buna karşılık aynı maddenin 1. fıkrasının (a) ve (d) bentleri ile (c) bendindeki kendi altsoyları dışındaki kişiler bakımından velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından hak yoksunluklarının uygulanması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, katılan ... vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 22.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.