Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 29381 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 23446 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 2 - 2013/123644MAHKEMESİ : İstanbul 13. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 11/02/2013NUMARASI : 2012/1465 (E) ve 2013/50 (K)SUÇ : Karşılıksız yararlanmaMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:Sanık hakkında düzenlenen 28.11.2007 tarihli kaçak elektrik tespit tutanağında "abonesiz elektrik kullanıldığının ve endeksin 26790 olduğunun" belirtilmesi ve sanık tarafından da, borcundan dolayı elektriğinin kesilip, sayacının sökülmesi sonrasında, kendisinin sayaç alıp, bu sayaçtan geçirmek suretiyle elektriği açıp kullanmaya başladığının savunulması karşısında; kuruma kaydı bulunmayan sayacın kullanıcı tarafından istenildiği zaman değiştirilmesinin mümkün olduğu da dikkate alındığında, karşılıksız yararlanma kastının bulunup bulunmadığı yönünden sanığın elektrik borcundan dolayı sayacının ne zaman söküldüğü hususunun katılan kurumdan araştırılarak, suç tarihine kadar bu işyerindeki kurulu güce göre sarf edilmesi gereken elektrik miktarının kaçak tespit tarihinde sayaç üzerinde belirlenen "26790 kw" ile uyumlu olup olmadığı hususunda ek bilirkişi incelemesi yaptırılarak, suç kastının varlığının tespiti halinde, 02.07.2012 tarihinde kabul edilerek, 28344 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun Geçici 2. maddesinin l. fıkrası uyarınca aynı maddenin 2. fıkrası gereğince, şikayetçi kurumun zararını tazmin etmesi halinde sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gözetilerek, sanığın kurumun zararını giderip gidermediği sorularak, gidermediğinin tespiti halinde, “bilirkişi tarafından dava konusu tutanağa ilişkin olarak belirlenmiş olduğu 856,69 TL zararı gidermesi halinde 6352 sayılı Yasının Geçici 2/2 maddesi gereğince hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verileceğine” dair bildirimde bulunularak ve 6 aylık yasal süre beklenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, Kabule göre de;Sanığın, TCK'nın 53. maddesinin 2. fıkrası uyarınca hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar aynı maddenin 1. fıkrasında öngörülen hakları kullanmaktan yoksun kılınmasına, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca da kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından, söz konusu yasaklamanın koşullu salıverilen sanık hakkında uygulanmamasına, karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde uygulama yapılması, Bozmayı gerektirmiş, sanık M.. K.. müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 23.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.