Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 27182 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 2536 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ :Çocuk MahkemesiSUÇ : HırsızlıkHÜKÜM : MahkumiyetMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/127 esas sayılı, hüküm tarihinden önce 30/04/2012 tarihinde kesinleşen kararı ile suça sürüklenen çocuğun yaşının 28/12/1997 iken "28/12/1994" olarak değiştirilmesi karşısında; ek savunma hakkı tanınmak suretiyle suça sürüklenen çocuk hakkında 5237 sayılı TCK'nın 31/3. maddesi uygulanması yerine 31/2.maddesi uygulanarak eksik ceza tayini karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak;1-5275 s. CGİHK’nın106/4 maddesine göre, seçenek tedbiri yerine getirmeyen suça sürüklenen çocuk hakkındaki tedbirin gereklerinin yerine getirilmemesi halinde kısa süreli hapis cezasının kısmen ya da tamamen çektirilemeyeceğinin gözetilmemesi, 2-5271 sayılı CMK'nın 150/2. maddesi uyarınca, 18 yaşından küçük suça sürüklenen çocuğun savunmasını yapmak üzere zorunlu müdafi görevlendirilmesi nedeniyle, müdafie ödenen ücretin, suça sürüklenen çocuğa, yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilmesi suretiyle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6/3-c maddesindeki düzenlemeye aykırılık meydana getirilmesi,Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından “TCK'nın 50/6. md. Uyarınca hüküm kesinleştikten sonra Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan tebligata rağmen otuz gün içinde seçenek tedbirinin gereklerinin yerine getirilmesine başlanmaması veya başlanıp da devam edilmemesi halinde, Mahkememizce kısa süreli hapis cezasının tamamen veya kısmen infazına karar verileceğinin ve bu kararın derhal infaz edileceğinin” cümlelerinin ve “soruşturma aşamasındaki avukatlık ücreti 160 TL, kovuşturma aşamasındaki avukatlık ücreti olan 294 TL, “ ücretin sürüklenen çocuktan tahsiline ilişkin bölümün çıkarılması suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 30/09/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.