MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlalHÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin 26.11.2010 olarak yerinde düzeltilmesi mümkün maddi hata olarak görülmüştür. I-Müşteki ...'e ve mağdur ...'e karşı hırsızlık suçlarından kurulan hükmün temyiz incelemesinde; Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre sanık ... müdafiinin temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA, II-Kimliği meçhul mağdura karşı hırsızlık suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde; Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; atılı suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-5237 sayılı TCK'nın 61/1. maddesine göre malın değerinin az ya da çok olması, cezanın temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşmak için bir kriter olup, hırsızlık suçuna konu malın değerinin az olmasının TCK'nın 145. maddesinde ayrı olarak düzenlenmesi, kanun koyucunun hırsızlık suçunda malın değerinin az olmasına verdiği önemi göstermektedir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 15.12.2009 gün ve 6/242-291 sayılı içtihadında belirtildiği üzere, "...daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak az olan şeyi alma" görüşünün, TCK'nın 145. madde uygulamasında bütünüyle reddedilmesi mümkün değil ise de, maddenin, yalnızca bu tanımlamayla sınırlandırılması da olanaklı değildir. 145. maddenin gerek ilk şekli, gerekse değiştirilmiş biçimi; ortak tanımlama ile, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan değerin az olmasını temel almaktadır. TCK'nın 145. maddesine göre, faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması yeterli olup, hâkim indirim oranını TCK'nın 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “işlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” olacak şekilde saptamalıdır. Değer azlığı nedeniyle ceza vermekten vazgeçme kararı verilecek ise; malın değerinin azlığı yanında “suçun işleniş şekli ve özellikleri” de dikkate alınmalıdır. TCK'nın 145. maddesinin uygulanmasında hâkime takdir hakkı tanınmış olup, hâkim takdir hakkını kullanırken keyfiliğe kaçmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle uygulama yapmalıdır. Somut olayda ise; sanığın, kimliği meçhul mağdura ait çaldığı ayakkabının değer tespiti yaptırılmadığının anlaşılması karşısında, suça konu bir çift ayakkabının suç tarihi itibariyle değerinin tespiti ile sonuca göre sanık hakkında kurulan hükümde TCK'nın 145. madde şartlarının oluşup oluşmadığının tartışılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi, 2-Sanık ...'ın 26/11/2010 günü saat:15.40 civarında görevli polis memurlarınca yakalandığı, sanığın elindeki poşette mağduru tespit edilemeyen bir çift ayakkabının da bulunduğu, sanık anılan ayakkabı çiftini mağdur ...'in ikamet ettiği apartman binasından çaldığını ikrar ederek rızaen teslim ettiğinin anlaşılması karşısında, sanık hakkında TCK'nın 168/1. maddesinde tanımlanan etkin pişmanlık hükümlerinin uygulama şartlarının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz istemleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, III-Mağdur ... ve ... ile kimliği meçhul mağdura karşı konut dokunulmazlığını ihlal suçlarından kurulan hükmün temyiz incelemesinde; Sanık hakkında konut dokunulmazlığını bozma suçları yönünden iddianame ile bağımsız bir anlatım ve sevk maddesi bulunmamasına ve dolayısıyla açılmış bir kamu davası bulunmadığı halde ek savunma hakkı verilmesi ile yetinilerek CMK'nın 225/1. maddesine aykırı şekilde sanığın yazılı şekilde hükümlülüklerine karar verilmesi, Kabule Göre de; 1-Mağdur ...'e ait ayakkabı ile kimliği meçhul mağdura ait ayakkabıyı aynı zamanda ve aynı apartman binası içerisinden çaldığına dair sanık savunması karşısında anılan her iki mağdura karşı konut dokunulmazlığının ihlaline ilişkin eylemin aynı zaman aralığında tek bir binanın ortak kullanım alanında gerçekleşip gerçekleşmediği ve bu suretle tek bir suçun oluşup oluşmadığının karar yerinde tartışılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi, 2-Aynı zamanda ve aynı apartman binası içerisinden mağdur ... ait çaldığı ayakkabı ile ilgili konut dokunulmazlığı ihlal suçu yönünden herhangi bir soruşturma yürütülüp yürütülmediği, açılmış bir dava olup olmadığı araştırılarak, dava açılmış, hüküm verilmiş ve kesinleşmiş ise dosyanın bu dosya içine konulması, şayet derdest ise dosyalar arasında CMK'nın 8/1. maddesi kapsamında bağlantı bulunduğu anlaşılmakla; dosyaların birleştirilerek, tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra sonucuna göre, farklı mağdurların ikamet ettiği apartman binasına girilmesi nedeniyle konut dokunulmazlığı ihlal suçunun tek bir suçu oluşturup oluşturmadığı değerlendirilerek sanığın hukuki durumunun saptanması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, 29.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.