MAHKEMESİ : ... Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hırsızlık HÜKÜMLER : MahkumiyetMahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; hırsızlık suçunun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.Ancak;1- Dosya kapsamına göre, sanıkların müştekinin işyerinden herhangi bir şey çalamadan, kendi aletlerini de bırakarak kaçtıklarının anlaşılması karşısında; eylemin teşebbüs aşamasında kaldığı gözetilmeden, haklarında mahkumiyet hükmü kesinleşen diğer sanıklara teşmil edilmesi şeklinde yasal olmayan gerekçe ile yazılı şekilde tamamlanmış suçtan hüküm kurulması, 2- Mahkemenin bozmadan önceki 31.07.2009 tarihli kararının sanıkların müdafiileri tarafından temyiz edilmiş olduğu, o yer Cumhuriyet Savcısı'nın aleyhe temyiz talebinin de bulunmaması karşısında; sanıklar hakkında ilk hükümde hırsızlık suçundan sonuç cezanın 1 yıl 9 ay hapis cezası olduğu halde; bozma sonrası yapılan yargılama sonucunda, sanıkların kazanılmış hakkı gözetilmeksizin sonuç cezanın 2 yıl 4 ay olarak belirlenmesi suretiyle sanıklar hakkında fazla ceza tayini,3- Mahkemenin bozmadan önceki 31.07.2009 tarihli kararında sanıklardan ... ... hakkında 5237 sayılı TCK'nın 58/6-7.maddesi gereğince tekerrür hükmü uygulandığı ve anılan kararın sadece sanık ... ... müdafii tarafından temyiz edildiğinin anlaşılması karşısında; bozma sonrası yapılan yargılama sonucunda sanığın kazanılmış hakkı gözetilmeden yazılı şekilde infazın 5275 sayılı yasanın 108/3. maddesi uyarınca ikinci kez mükerrirlere özgü infaz rejimine göre yapılmasına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ..., ... ... müdafiileri ile o yer Cumhuriyet Savcısı'nın temyiz istemi bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 15.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.