Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 25742 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 8627 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hırsızlık, mala zarar vermekHÜKÜM : MahkumiyetMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Dört suça sürüklenen çocuğun müdafiiliğini yapan Av. ...'nin 05.04.2013 tarihli temyiz dilekçesinde beraat eden suça sürüklenen çocuk ...'in ismini yazmış ise de, beraat hükmünü temyizde hukuki menfaat bulunmayıp maddi hata sonucu dilekçeye ... yerine ...'in ismini yazdığı, temyiz isteminin ...'e yönelik olduğu kabul edilerek yapılan temyiz incelemesinde; A-Suça sürüklenen çocuklar hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde; Hükmolunan cezanın miktar ve türüne göre; 14/04/2011 tarihli 27905 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanun'un 26. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun'a eklenen Geçici 2/1. maddesi gereğince hüküm tarihine göre temyizi mümkün olmadığından, suça sürüklenen çocuklar ... ve ... müdafiilerinin temyiz istemlerinin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi gereğince tebliğnameye uygun olarak ayrı ayrı REDDİNE,B-Suça sürüklenen çocuklar hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince;TCK'nın 31/3. maddesinin uygulanması sırasında; 6 ay 6 gün hapis cezası yerine 7 ay hapis cezası yazılması, sonuç cezanın doğru belirlenmesi nedeniyle yerinde düzeltilmesi mümkün yazım hatası mahiyetinde görülmüş, bozma nedeni yapılmamıştır. Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.Ancak;5237 sayılı TCK'nın 2/1. maddesinin 2. cümlesinin “Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.” hükmünü taşıdığı, aynı Kanun'un 31. maddesi uyarınca, fiili işlediği sırada 12 yaşından küçük olan ya da 12 – 15 yaş grubunda olup da işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya davranışlarını yönlendirme yeteneği yeterince gelişmeyen kişilerin (çocukların) cezai sorumluluğunun olmadığı, ancak bu kişiler hakkında çocuklara özgü güvenlik tedbirlerinin uygulanacağı, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 11. maddesinin “Bu Kanunda düzenlenen koruyucu ve destekleyici tedbirler, suça sürüklenen ve ceza sorumluluğu olmayan çocuklar bakımından, çocuklara özgü güvenlik tedbiri olarak anlaşılır.” hükmünü içerip, aynı Kanun'un 5. maddesinin başlığının ise; “koruyucu ve destekleyici tedbirler” olduğu göz önüne alındığında yukarıda özetlenen âmir hükümler çerçevesinde cezaî sorumluluğu bulunan suça sürüklenen çocuklar hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 5/1.a-d maddeleri uyarınca danışmanlık ve sağlık tedbirlerine hükmolunamayacağının gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar ... ve ... müdafiilerinin temyiz istemleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK'un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 5/1.a-d maddeleri uyarınca danışmanlık ve sağlık tedbiri uygulanmasına ilişkin bölümün çıkarılması suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 17.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.