Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 23900 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 36220 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : HırsızlıkHÜKÜM : MahkumiyetMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Sanık hakkında 5237 Sayılı TCK'nın 58. maddesinin uygulanması sırasında en ağır cezayı içeren ilam (Denizli 5. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2005/60 Esas 2005/632 Karar sayılı ilamıyla verilen 6 ay 3 gün hapis cezası) yerine yazılı şekilde daha az ceza içeren başka bir ilam tekerrüre esas alınmış ise de; aleyhe temyiz bulunmadığından sanığın kazanılmış hakkı gözetilerek kararda gösterilen ilamdaki ceza miktarı infazda dikkate alınacağından bozma nedeni yapılmamıştır.Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.Ancak;Mahkumiyet hükmünde, mükerrir olan sanık hakkında TCK’nın 58/6-7. maddesi gereğince “mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına” karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, infazdan başlamak üzere 3 yıl denetim süresi belirlenerek denetim süresince herhangi bir yükümlülük yüklenmesine yer olmadığına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık ...'ın temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hüküm kısmında tekerrür ile ilgili kısımda “cezanın infazından sonra 3 yıl süre ile denetime tabi tutulmasına, denetim süresince herhangi bir yükümlülük yüklenmemesine” cümlesi çıkarılarak yerine “cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” cümlesinin eklenmesi suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 08.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.