Tebliğname No : KYB - 2014/51604Hırsızlık suçundan sanık İ.. Ö..'in, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 493/1-son, 522, 55/3 ve 59. maddeleri uyarınca 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına dair İzmir 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/11/1997 tarihli ve 1997/218 esas, 1997/955 sayılı kararının infazı sırasında, adı geçen sanığın 4616 sayılı Kanun kapsamında 14/06/2001 tarihinden geçerli olmak üzere şartla salıverilmesini müteakip, bihakkın tahliye süresi içerisinde 09/11/2002 tarihinde işlediği hırsızlık suçundan mahkum olduğu 1 ay 7 gün hapis cezasının kesinleştiği gerekçesiyle suç tarihi ile bihakkın tahliye tarihi olan 07/12/2005 tarihleri arasındaki sürenin aynen çektirilmesi yönündeki talep üzerine, şartla salıverme kararının geri alınmasına yer olmadığına ilişkin İzmir 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/08/2009 tarihli ve 1997/218 esas, 1997/955 sayılı ek kararını, 25/11/1997 tarihli ilk karara yönelik 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun lehe hükümlerinin uygulanması talebinin reddine dair aynı Mahkemenin 01/09/2009 tarihli ve 1997/218 esas, 1997/955 sayılı ek kararını ve 20/08/2009 tarihli ek karara yönelik Cumhuriyet savcısı tarafından 12/12/2013 tarihinde yapılan itirazın kabulüne ilişkin İzmir 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 19/12/2013 tarihli ve 2013/1129 değişik iş sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığının 29/01/2014 tarih ve 2014/2403/7289 sayılı Kanun Yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyasının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 17/02/2014 tarih ve 2014/51604 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle incelendi.MEZKUR İHBARNAMEDE; I-İzmir 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 19/12/2013 tarihli ve 2013/1129 değişik iş sayılı kararına yönelik incelemede;İzmir 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/08/2009 tarihli ve 1997/218 esas, 1997/955 sayılı ek kararı ile şartla salıverme kararının geri alınmasına yer olmadığına karar verildiği anlaşılmakla, bu karara karşı Cumhuriyet savcısı tarafından kanunî süresinden sonra itiraz edildiği gözetilmeksizin yazılı şekilde itirazın kabulüne karar verilmesinde,II-İzmir 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/08/2009 tarihli ve 1997/218 esas, 1997/955 sayılı ek kararma yönelik incelemede;Adı geçen sanığın 4616 sayılı Kanun kapsamında 14/06/2001 tarihinden geçerli olmak üzere şartla salıverilmesini müteakip, bihakkın tahliye süresi içerisinde 09/11/2002 yeniden suç işlediği anlaşılmakla, şartla salıverme kararı geri alınarak suç tarihi ile bihakkın tahliye tarihi arasındaki sürenin aynen çektirilmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde bu yöndeki talebin reddine karar verilmesinde,III-İzmir 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 01/09/2009 tarihli ve 1997/218 esas, 1997/955 sayılı ek kararma yönelik incelemede;Dosya kapsamına göre, mahkemesince sanığın cezasının bihakkın tahliye tarihi dolarak tamamen infaz edildiği, şartla salıverme kararının da geri alınmamış olduğu gerekçesiyle uyarlama talebinin reddine karar verilmişse de, sanığın deneme süresinde suç işlemiş olduğunun anlaşılması karşısında şartla salıverme kararının geri alınması gerekeceği, bu nedenle asıl mahkumiyet kararından sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı Kanunu’na göre somut olayda sanığın eyleminin hırsızlık, mala zarar verme ve konut dokunulmazlığının ihlâli suçları bakımından yeniden değerlendirilerek sanığın hukukî durumunun ve buna göre bihakkın tahliye tarihinin belirlenmesi gerektiği cihetle, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7/2, 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9/3. maddesindeki “Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir.” şeklindeki düzenleme ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 27/12/2005 tarihli ve 2005/3-162-173 sayılı kararma nazaran, lehe yasanın saptanıp uygulanması, herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmasını, kanıt toplanmasını, takdir hakkının kullanılmasını gerektiriyorsa ya da cezanın kişiselleştirilmesine ilişkin bir hükmün uygulanması olanağı sonraki yasa ile doğmuşsa, hükümde değişiklik yargılamasının duruşmalı yapılmasının zorunlu olduğu gözetilmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu uyarlama talebinin reddine karar verilmesinde, isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşılmış olmakla,GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Kanun yararına bozma istemine dayanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın ihbar yazısı, incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden kabulü ile, hırsızlık suçundan hükümlü İ.. Ö.. hakkında İzmir 12. Asliye Ceza Mahkemesince verilip kesinleşen 20.08.2009 gün ve 1997/218-955 sayılı, 01.09.2009 gün ve 1997/218-955 sayılı kararları ile İzmir 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 19.12.2013 gün ve 2013/1129 değişik iş sayılı kararlarının ayrı ayrı, 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahal mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE, 03.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.