MAHKEMESİ : Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali, mala zarar vermeMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: I-Sanıklar ... ... ve ... ...’nın müştekiler ... ... ile ... ...’na yönelik hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali; sanıklar ... ... ve ... ...’nın müşteki ... ...’na yönelik hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme; sanık ... ...’nın müşteki ... ... ile ... ...’ya yönelik hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarına ilişkin kurulan hükümlerin temyiz incelenmesinde; Sanıklar ... ... ve ... ...’nın müştekiler ... ..., ... ... ile ... ...’na; sanık ... ...’nın müşteki ... ...’e yönelik eylemleri yönünden; hırsızlık suçunun gece vakti işlendiği kabul edilmesine rağmen, konut dokunulmazlığının ihlali suçunda, sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK’nın 116/4. maddesinin uygulanmaması ve sanıklar ... ... ve ... ...’nın müştekiler ... ..., ... ... ile ... ...’na yönelik eylemleri yönünden; birden fazla kişi ile birlikte konut dokunulmazlığını ihlal eden sanıkların cezalarında TCK'nın 119/1-c maddesi ile artırım yapılmaması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykır??lık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.Ancak; I-Sanık ... ...’nın müşteki ... ...’ya yönelik hırsızlık eylemi yönünden; sanığın hazırlık aşamasında alınan savunmasına göre, müşteki ... ...’ya ait eve ilk defa 28.02.2013 günü saat 10:30’da girdiği, tanık ... ...’in hazırlık ifadesine göre de, sanığın aynı eve 01.03.2013 günü girip bir adet buzdolabını evden çıkarttığı sırada saat 12:30’da tanık tarafından görülmesi üzerine buzdolabını bırakarak kaçtığı olayda, her iki eylemin de gündüz vakti işlendiği anlaşılmasına rağmen, sanık ... ... hakkında verilen cezada TCK’nın 143. maddesi uyarınca artırım yapılması, 2-Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 günlü, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan kısmi iptal kararı uyarınca, 5237 sayılı TCK 53. madde 1. fıkra b. bendinde düzenlenen “seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına” hükmünün iptal edilmesi nedeniyle uygulanamayacağının gözetilmesi zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ... ve müdafii ile sanık ... ...’nın temyiz istemleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanık ... ...’nın müşteki ... ...’ya yönelik hırsızlık eylemi yönünden; hüküm fıkrasından 5237 sayılı TCK'nın 143. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkartılarak, aynı yasanın 142/1-b, 43, 168/2 ve 62. maddeleri gereğince sonuç cezanın 1 yıl 15 gün hapis cezası olarak belirlenmesine ve hüküm fıkrasının TCK'nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümlerinden “b” bendinin çıkarılması suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, II-Sanıklar ... ... ve ... ...’nın müştekiler ... ..., ... ...’na; sanık ... ...’nın müştekiler ... ... ile ... ...’ya yönelik mala zarar verme suçuna ilişkin kurulan hükümlerin temyiz incelenmesine gelince; Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.Ancak; 1-Müşteki ... ...’ın 16.09.2013 tarihli celsede tüm zararının sanıklar tarafından karşılandığını beyan ettiği; müşteki ... ...’nun 16.09.2013 havale tarihli dilekçesinde, davaya konu zararının sigorta şirketi tarafından karşılandığını belirttiği, yine 16.09.2013 tarihli celsede sanık ... ... müdafii tarafından sigorta şirketinin zararının karşılandığına ilişkin makbuz ibraz edildiği; müşteki ... ...’in 16.09.2013 tarihli celsede evinden çalınan eşyalar ile birlikte evine girilirken kapıya verilen zarar nedeniyle uğradığı zararın sanıklar tarafından karşılandığını söylediği ve müşteki ... ...’nın 16.09.2013 tarihli celsede zararının sanıklar tarafından karşılandığını beyan ettiğinin anlaşılması karşısında; sanıklar ... ... ve ... ...’nın müştekiler ... ..., ... ...’na; sanık ... ...’nın müştekiler ... ... ile ... ...’ya yönelik mala zarar verme suçu yönünden haklarında verilen cezada TCK’nın 168/2. maddesi uyarınca indirim yapılması gerektiğinin düşünülmemesi, 2-Sanık ... ...’nın müşteki ... ...’ya yönelik mala zarar verme suçu yönünden; olay yeri inceleme raporuna göre, evin ana giriş kapısının solunda bulunan PVC aksamlı teras kapısının zorlama suretiyle açıldığı ve kapı kilit dilinin kilitli pozisyonda dışarıda olduğunun belirtildiği, müştekinin evine en son olaydan bir ay önce geldiği, sanık ...’ın ise aşamalarda alınan beyanında eve açık olan balkon kapısından girdiğini beyan ettiğinin anlaşılması karşısında, sanık hakkında uygulanma şartları oluşmadığı halde TCK’nın 43. maddesi uyarınca verilen cezada artırım yapılarak fazla ceza tayini, 3-Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 günlü, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan kısmi iptal kararı uyarınca, 5237 sayılı TCK 53. madde 1. fıkra b. bendinde düzenlenen “seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına” hükmünün iptal edilmesi nedeniyle uygulanamayacağının gözetilmesi zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ... ve müdafii ile sanık ... ...’nın temyiz istemleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 16.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.