Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 23452 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17400 - Esas Yıl 2014





Hırsızlık suçundan suça sürüklenen çocuk ...’nun, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 491/ilk, 522, 55/3, 59 ve 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun’un 4. maddeleri gereğince 429,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 23. maddesi gereğince suça sürüklenen çocuk hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair, Diyarbakır 1. Çocuk Mahkemesinin 11/03/2010 tarihli ve 2005/1158 esas, 2010/207 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın deneme süresi içerisinde suç işlediğinden bahisle suça sürüklenen çocuk hakkında verilen hükmün açıklanmasına, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 491/ilk, 522, 55/3, 59 ve 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun’un 4. maddeleri gereğince 429,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin aynı Mahkemenin 27/09/2013 tarihli ve 2013/516 esas, 2013/380 sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığının 12/03/2014 tarih ve 2014/4896/17915 sayılı yazısı ile Kanun Yararına Bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyasının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 20/03/2014 tarih ve 2014/98835 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle incelendi.MEZKUR İHBARNAMEDE;Dosya kapsamına göre,1-Suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık suçundan, hükmün açıklanmasına ilişkin verilen kararda, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 491/ilk ve 522. maddeleri uyarınca tayin edilen 2 ay hapis cezasının aynı Kanun’un 59. maddesi gereğince 1/6 oranında indirilmesi ile 1 ay 10 gün hapis cezası yerine, 1 ay 20 gün hapis cezası tayin edilmesi sureti ile fazla ceza verilmesi ve belirlenen bu cezanın bu kez 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun’un 4. maddesi gereğince adlî para cezasına çevrilerek fazla cezaya hükmolunmasında,2-Suça sürüklenen çocuk hakkında sonuç cezanın tayininden sonra, hükmolunan cezanın iki yılı veya daha az süreli hapis cezası olması veya adli para cezası olması halinde, öncelikle 5271 sayılı Yasanın 231. maddesinin 5-14. fıkralarında düzenlenmiş bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması koşullarının bulunup bulunmadığının re’sen değerlendirilmesi, olumsuz sonuca ulaşıldığı takdirde, cezanın kişiselleştirilmesine ilişkin 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun'un 4 ve 6. maddeleri ile 5237 sayılı Yasanın 50 ve 51. maddeleri yönünden bir değerlendirme yapılması gerektiği, nitekim 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi uyarınca yargılama sonucunda hükmolunan cezanın 2 yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezası olması halinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilme olanağının bulunduğu, aynı Kanun'un 231/7. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi halinde hürriyeti bağlayıcı cezanın seçenek yaptırımlara dönüştürülemeyeceği cihetle, suça sürüklenen çocuk hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararda hükmolunan hapis cezasının adlî para cezasına çevrilerek ertelenmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşılmış olmakla, GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:(2) Sayılı Kanun Yararına Bozma Talebinin İncelenmesinde,Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.06.2008 tarihli ve 2008/(2)-149- 163 sayılı kararında da hüküm altına alındığı üzere; 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 23. maddesi, 21.01.2005 olan suç tarihinden sonra 19.12.2006 günlü Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 5560 sayılı Yasanın 40. maddesi ile değiştirilerek, çocuklar hakkmdaki hükmün açıklanmasının geri bırakılması, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesindeki koşullara başlanarak, büyükler ve çocuklar arasında paralellik sağlanmış ise de, 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinin yedinci fıkrasında yer verilen “Açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen hükümde, mahkûm olunan hapis cezası ertelenemez ve kısa süreli olması halinde seçenek yaptırımlara çevrilemez” şeklindeki şart, 5395 sayılı ÇKK’nın 23. maddesinin ilk şeklinde, başka deyişle suç tarihi olan 21.01.2005 tarihi itibariyle uygulanması gereken metninde mevcut olmayıp, Yerel Mahkeme’ce hükmolunan kısa süreli hapis cezasının 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 50/1. madde fıkrasının (d) bendindeki tedbirlere çevrilmiş olması, hükmün açıklanmasının ertelenmesine suç tarihi dikkate alınarak uygulanması gereken hüküm sebebiyle engel oluşturmayacağından (2) sayılı kanun yararına bozma talebinin REDDİNE,(1) Sayılı Kanun Yararına Bozma Talebine Gelince,Kanun yararına bozma istemine dayanan Yargıtay C. Başsavcılığının ihbar yazısı incelenen dosya içeriğine göre yerinde görüldüğünden kabulü ile açıklanan hükmün CMK’nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 491 /ilk maddesi uygulanarak tayin edilen 6 ay hapis cezasının aynı Kanun’un 522. maddesi uyarınca 2 ay hapis cezasına, 55/3 maddesi uyarınca ise 1 ay 10 gün hapis cezasına, 59. madde uyarınca da 1 ay 3 gün hapis cezasına indirilmesine, sonuç hapis cezasının 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun’un 4. maddesi uyarınca 396 TL adli para cezasına çevrilmesine, infazın bu miktar üzerinden yapılmasına, diğer hususların aynen muhafazasına, 03.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.