Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 22703 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 1290 - Esas Yıl 2014





Tebliğname No : 2 - 2012/238690MAHKEMESİ : Karaman 1. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 08/05/2012NUMARASI : 2012/223 (E) ve 2012/395 (K)SUÇ : Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığının ihlaliMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; hırsızlık suçunun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.Ancak; 1-5271 sayılı CMK'nın 216/3. maddesine aykırı olarak, hükümden önce son sözün hazır bulunan sanığa verilmemesi, 2-5237 sayılı TCK'nın 116/2. maddesi ile kişilerin mesleki faaliyetleri ve meslek icra alanlarının güvence altına alındığı, işyeri kavramının işin yapıldığı, konut dışındaki yerleri ifade ettiği, katılanın işyerinden bağımsız, ayrı bir yerde bulunduğu anlaşılan ve malların korunması amacıyla kullanılan depodan işlenen hırsızlık suçunda, işyeri dokunulmazlığının ihlali suçunun yasal öğelerinin oluşmadığı gözetilmeden, sanığın bu suçtan da hükümlülüğüne karar verilmesi, 3-Çalınan bir kısım malların ihbar üzerine kolluk görevlilerince römork üzerinde ele geçirilmesi nedeniyle tam iade söz konusu değil ise de, temyize gelmeyen sanık K.. Ç..'in yakalandığında suça konu mallardan bir kısmını evinin kömürlüğünde sakladığını beyan ederek görevlilere teslim ettiği, çalınan bir kısım malların ise iade edilmediği bu şekilde kısmi iadeyi sağladığının anlaşılması karşısında, katılandan kısmi iadeye rızası olup olmadığı sorularak, sonucuna göre 5237 sayılı TCK'nın 168/1-4. maddesinin uygulama olanağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi, 4-Hırsızlık suçuna konu eşyaların önem ve değeri, meydana gelen zararın ağırlığı dikkate alınarak 5237 sayılı TCK'nın 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken alt sınırdan hüküm kurulması, 5-İçerisinde malların bulunduğu suçun işlendiği deponun kapısının açık bırakılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi, katılanın soruşturma aşamasındaki 29.02.2012 tarihli ek ifadesinde, "suçun işlendiği deponun anahtarının işyerinde bulunan büronun duvarında takılı olarak durduğunu, büronun gündüzleri açık olduğunu, çalışan elemanların büroya girip çıktıklarını, olayın meydana geldiği gün depoyu kontrol ettiğini, kapısının kilitli olduğunu" beyan etmesi ve olay yeri inceleme tutanağında deponun kapısı, kilit aksamı ve pencerelerinde herhangi bir zorlama, kırılma olmadığının belirtilmesi karşısında, sanıklardan K..'in çalıştığı işyerinde bulunan depo anahtarını bir şekilde ele geçirip, haksız olarak ele geçirdikleri anahtar ile depoyu açmak suretiyle suçu işledikleri, eylemlerinin 5237 sayılı TCK'nın 142/2-d maddesine uyan suçu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde uygulama yapılarak eksik ceza tayini, Bozmayı gerektirmiş, sanık M.. Z.. ile müdafiinin temyiz istemleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, hırsızlık suçu yönünden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK’un 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın korunmasına, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK'un 325. maddesi uyarınca bozmanın hükmü temyiz etmeyen diğer sanık K.. Ç..'e SİRAYETİNE, 26.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.