MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali, mala zarar vermeHÜKÜM : MahkumiyetMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:I-Sanık ... hakkında kurulan hükümlerin temyiz incelenmesinde; 5271 sayılı CMK'nun 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların temyizi olanaklı bulunmayıp aynı maddenin 12. fıkrası uyarınca itirazı olanaklı kararlardan olduğu anlaşılmakla, dosyanın itiraz merciince incelenmek üzere tebliğnameye uygun olarak mahalline İADESİNE,II-Sanık ... hakkında hırsızlık konut dokunulmazlığını ihlal ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelenmesinde; Kapının zorlanarak açıldığını belirten 09.08.2009 tarihli kolluk tutanağı ile mahalinde keşif sonucu düzenlenen 17.09.2009 tarihli bilirkişi raporu karşısında, tebliğnamedeki mala zarar verme suçu bakımından bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiş, sanığın birden fazla kişi ile birlikte konut dokunulmazlığını ihlal suçunu işlediğinden hakkında 5237 sayılı TCK'nın 119/1-c maddesinin uygulanmaması ise aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.Ancak; 1-Sanık için birden fazla ilam gösterilerek tekerrüre esas olduğu belirtilmiş ise de, gösterilen ilamlardan en ağır cezayı içeren Kızılcahamam Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2006/101 Esas 2007/14 Karar sayılı ilamının tekerrüre esas olduğu ve bahse konu ilamın da 2 ayrı suça ilişkin cezayı içerdiği, bu halde en ağır cezanın tekerrüre esas alınması gerektiğinin ve ayrıca infazı kısıtlayacak biçimde denetimli serbestlik süresinin 1 yıl olarak belirlenmek suretiyle 5275 sayılı Yasanın 108/4-5-6. maddesi gereğince, mükerrir sanık hakkında denetim süresini belirleme ve gerektiğinde uzatma görevinin, hükümlünün infaz aşamasındaki davranışlarını da değerlendirerek koşullu salıverilme kararını verecek olan mahkemeye ait olduğunun gözetilmemesi, 2-Kasten işlemiş oldukları suçtan hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanığın 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin “c” bendinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, yalnızca kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, Sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK'un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından tekerrür hükümleri ile ilgili bölüm çıkarılarak yerine “sanığın adli sicil kaydında yer alan Kızılcahamam Asliye Ceza Mahkemesi'nin 22.02.2007 tarih 2006/101 Esas 2007/14 Karar sayılı 13.05.2008 tarihinde kesinleşen TCK nın 142/1-b maddesi gereğince verilen 3 yıl hapis cezasına ilişkin ilam nedeniyle hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasına ve koşullu salıverme yönünden bu ilamın gözetilmesine” ibaresinin eklenmesi ile hüküm fıkrasından "TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına’’ ilişkin bölümün çıkarılarak, yerine ‘‘53/1. maddesinde belirtilen ve 53/3. maddesindeki kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri dışındaki haklardan sanığın mahkum oldukları hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar; 53/3. maddesi gözetilerek 53/1-c maddesi uyarınca kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise koşullu salıverilme tarihine kadar yoksun bırakılmalarına’’ cümlesinin eklenmesi suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 18.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.