MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlalHÜKÜM : MahkumiyetMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:I-Üst Cumhuriyet Savcısının temyiz talebinin incelenmesinde; Üst Cumhuriyet Savcısının 825 sayılı Ceza Kanunun Mevkii Mer'iyete Vaz'ına Müteallik Kanunun 28/2. maddesi uyarınca Asliye Ceza Mahkemesinden verilen kararları 30 gün içinde temyiz etmesi gerektiği halde, 9.9.2011 günlü hükmün, yasal süre geçtikten sonra 20.12.2011 tarihinde temyiz edildiğinin anlaşılması karşısında, üst Cumhuriyet Savcısının temyiz isteğinin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi gereğince tebliğnameye uygun olarak REDDİNE, II-Suça sürüklenen çocuklar hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığını ihlal suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesine gelince;Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre; atılı suçların suça sürüklenen çocuklar tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.Ancak;1-Dosya kapsamından, olay günü saat 21.00 sıralarında suça sürüklenen çocukların, bir şekilde müştekinin ikametine girerek, 200 TL değerindeki dijital uydu alıcısı ile değeri belli olmayan DVD oynatıcısını çaldıkları, başlatılan tahkikat kapsamında, olaydan 10 gün sonra suça sürüklenen çocuk ... yakalandığında, samimi itirafta bulunarak başka müştekilere ait eşyalarla birlikte müşteki ...'den çaldıkları eşyaları da, hakkında TCK nın 165. maddesi nedeniyle evrakı tefrik edilen...'e sattıklarını beyan ettiği,...'in işyerinde yapılan aramada, müştekiden çalınan uydu alıcısının ele geçirilerek kolluk tarafından müştekiye iade edildiği, DVD oynatıcısının ise ele geçirilemediği anlaşılmakla;Dairemizce de benimsenen ve Y.C.G.K.'nın 26.03.2013 günlü, 2012/6-1232 esas ve 2013/106 karar sayılı içtihadında belirtildiği üzere, çalınan malın 3. kişiye satılması halinde; 5237 sayılı TCK’nın 168. maddesinin uygulanabilmesi için hırsızlık suçunun failinin, sattığı yeri veya kişiyi söyleyerek çalınan malın, hırsızlık suçunun mağduruna iadesini sağlamasının tek başına yeterli olmadığı, failin bizzat pişmanlık göstererek, satın alan iyiniyetli ise; sattığı yeri veya kişiyi söyleyerek çalınan malın hırsızlık suçunun mağduruna iadesini sağlamasının yanında aynen geri verme veya tazmin suretiyle satın alanın zararını da gidermesi, kötü niyetliyse; satın alandan elde ettiği para veya sağladığı menfaati, kazanç müsaderesine konu edilmek üzere soruşturma makamlarına teslim etmesi gerekir. Esasen iyiniyetli olan satın alanda bulunan ve hırsızlık suçuna konu olan eşyaya elkonulamaz. Hırsızlık suçuna konu eşyaya elkonulmasına rağmen, failin satın alandan aldığı para veya sağladığı menfaatin satına alana iade edilmemesi halinde, satın alana Devlet eliyle haksızlık yapılmış olur.Temyize konu olayda ise “suça konu uydu alıcısını satın alan ve TCK nın 165. maddesi nedeniyle yargılaması devam eden..., suça konu eşyayı kendi rızası ile kolluk güçlerine teslim etmiş ise de suça sürüklenen çocukların, satın alandan elde ettikleri parayı kazanç müsaderesine konu edilmek üzere soruşturma makamlarına teslim etmediklerinin anlaşılması karşısında koşulları oluşmadığı halde suça sürüklenen çocuklar hakkında TCK nın 168/2 maddesi hükümleri uygulanmak suretiyle eksik cezaya hükmedilmesi, Kabule göre de;2-Müştekinin ikametinden aynı zamanda uydu alıcısı ile birlikre DVD oynatıcısının da çalındığı, uydu alıcısının müştekiye soruşturma aşamasında iade edildiği, DVD oynatıcısının ise ele geçirilemediğinin anlaşılması karşısında, müştekinin yapılan kısmi iade nedeniyle ceza indirimine rızasının bulunup bulunmadığı sorularak, sonucuna göre, 5237 sayılı TCK'nın 168. maddesi kapsamında suça sürüklenen çocuklar hakkında değerlendirme yapılması zorunluluğunun gözetilmemesi, 3-Suça sürüklenen çocuk ...'nun, müştekiye ait ikamete ... ile birlikte girdikleri yolundaki savunması ile diğer suça sürüklenen çocuk ...'ın, olay yerinde bulunduğuna ilişkin kabulü ve...'in kendi evinden getirdiğini sandığı uydu alıcısını, ikisi birlikte...'e sattıkları yolundaki beyanlarından, suça sürüklenen çocuk ...'ın hırsızlık suçu yanında konut dokunulmazlığını ihlal suçuna da asli fail olarak iştirak ettiğinin anlaşılması karşısında, yasal unsurları oluştuğu halde konut dokunulmazlığını ihlal suçundan TCK nın 116/1-4 ve 119/1-c maddeleri gereğince suça sürüklenen çocuğun mahkumiyeti yerine yazılı şekilde beraatine karar verilmesi, birden fazla kişi ile birlikte atılı suçu işleyen diğer suça sürüklenen çocuk ...hakkında ise hükmolunan cezada TCK nın 119/1-c maddesi uyarınca arttırım yoluna gidilmemesi,4-5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 106. maddesinin 4. fıkrasına göre suça sürüklenen çocuklar hakkında hükmedilen adli para cezasının, ödenmemesi halinde hapse çevrilemeyeceğinin gözetilmemesi,5-Bu dava sebebiyle yapılan 15,00 TL davetiye giderinin 6352 sayılı yasanın 100. maddesi ile CMK'nın 324. maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen cümle gereğince, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutardan az olduğunun ve bu nedenle suça sürüklenen çocuklara yargılama gideri olarak yükletilmeyeceğinin değerlendirilmemesi,Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar ... ve ...müdafii ile o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 16.6.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.