MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hırsızlık, mala zarar vermekHÜKÜM : MahkumiyetMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Olay günü yaz saati uygulaması da dikkate alınarak güneşin saat 19.43'de battığı, gece vaktinin saat 20.43'de başladığı, 08/06/2010 tarihli CD izleme tutanağında suçun tam olarak 20:43:48'de işlendiğinin anlaşılması karşısında, suçun gece vakti işlendiği gözetilerek TCK'nın 143. maddesinin uygulanmasında bir isabetsizlik görülmemiştir. Sanığın her bir eylemi için ayrı ayrı TCK'nın 58. maddesinin tatbiki gerekli ise de, tekerrüre ilişkin hükmün ayrı bir numara başlığı altında uygulanması nedeniyle her iki eylem nedeniyle kurulan hükümde uygulandığı kabul edilmiş, sanığın tekerrüre esas alınan erteli 10 ay hapis cezasının aynen infazına ilişkin karar verilmek üzere hükmün kesinleşmesinden sonra TCK'nın 51/7. maddesi gereğince mahkemesince ihbarda bulunulması olanaklı görüldüğünden, bozma nedeni yapılmamıştır. Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.Ancak;Kasten işlemiş olduğu suçlardan dolayı hapis cezasıyla mahkumiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK'nın 53/1-c bendinde belirtilen haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yalnızca, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık ...'ın temyiz talebi bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkralarından TCK'nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümlerin çıkarılarak, yerlerine ''TCK'nın 53/1. maddesinde belirtilen ve 53/3. maddesindeki kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri dışındaki haklardan mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar; 53/3. maddesi gözetilerek 53/1-c maddesi uyarınca kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise koşullu salıverilme tarihine kadar yoksun bırakılmasına'' cümlesinin ayrı ayrı eklenmesi suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 11.06. 2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.